Belçikalı uluslararası hukuk profesörleri, ülkelerini Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail’e karşı açtığı “soykırım” davasına müdahil olmaya çağırdı.
- Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika’nın ihtiyati tedbiri talebini müzakereye başladı
- Uluslararası Adalet Divanında İsrail’e, Gazze’de “soykırım niyetini kanıtladığı” suçlaması yöneltildi
- AA fotoğrafları İsrail’in soykırımla suçlandığı Uluslararası Adalet Divanı’ndaki duruşmada kanıt olarak sunuldu
- İsrail’i Gazze’de soykırımla suçlayan Güney Afrika, tezlerini somut kanıtlarla destekledi
Belçika’nın önde gelen 19 hukuk profesörünün ortak mektubu, De Morgen gazetesinde yayımlandı.
Mektupta Soykırım Sözleşmesi’ne taraf olan Belçika’nın “ciddi bir soykırım riski ortaya çıktığında harekete geçme yükümlülüğü”nün bulunduğu vurgulandı.
Sözleşmenin yalnızca soykırımı yasaklamakla kalmadığı, ayrıca taraf devletlere müdahil olma yükümlülüğü getirdiği belirtilen mektupta, Belçika’nın da Güney Afrika gibi soykırımı önlemek ve cezalandırmakla yükümlü bulunduğu ve Adalet Divanına başvurarak bu yükümlülüğünü yerine getirebileceği ifade edildi.
Belçika’nın müdahalesinin hem mevcut durumda hem de gelecekteki çatışmalarda soykırımın önlenmesi ve soykırıma teşvikin yasaklanmasına ilişkin duruşu güçlendireceği vurgulanan mektupta, müdahil olunması gereken başlıkların arasında Gazze’deki insani altyapının kasıtlı tahrip edilmesi ve İsrail’in soykırım niyetini gösteren eylemlerinin olduğu belirtildi.
63. madde kapsamında müdahil olunması istendi
Belçikalı hukukçular, Lahey merkezli Uluslararası Adalet Divanının kararını açıklamadan önce yapılacak müdahalenin Gazze’deki mevcut durumun “soykırım” eylemi olarak yorumlanmasına, insani altyapının yok edilmesinin kınanmasına ve gelecekte bu tür eylemlerin önlenmesine yardımcı olacağı ve İsrail’in Filistinlileri “insan olarak görmeme” politikasının ele alınmasını sağlayacağı bildirildi.
İsrail’in “meşru müdafaa” hakkını kullandığı iddiasına ilişkin hukukçular, Belçika’nın davaya müdahil olarak bu hakkın sivil halka karşı şiddeti haklı çıkarmayacağının açıklığa kavuşturulmasına katkıda bulunabileceğinin altını çizdi.
Belçikalı hukukçular, davaya 63. madde kapsamında müdahil olunmasının “taraf tutma” anlamına gelmeyeceğini vurgulayarak, bu adımın Soykırım Sözleşmesi’nin doğru şekilde uygulanması ve yorumlanmasını sağlamayı amaçladığını belirtti.
Mektupta imzası bulunan Belçikalı uluslararası hukuk profesörlerinin arasında Londra Queen Mary Üniversitesinden Dimitri Van Den Meerssche, Paris Siyasi çalışmalar Enstitüsünden (SciencePo) Jean d’Aspremont, Gent Üniversitesinden Eva Brems, Tine Destrooper ve Brigitte Herremans, Brüksel Serbest Üniversitesinden Olivier Corten, François Dubuisson, Anne Lagerwall ve Pierre Kleine, Anvers Üniversitesinden Koen De Feyter, Mathias Holvoet, Thalia Kruger, Wouter Vandenhole ve Gamze Erdem Türkelli, Katolik Leuven Üniversitesinden Jérôme de Hemptinne, Raphaël Van Steenberghe ve Olivier De Schutter, İnsan Hakları Birliği Başkanı Kati Verstrepen ve Onursal Avukat Paul Bekaert bulunuyor.
Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’de açtığı “soykırım davası”
Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık 2023’te UAD’de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.
Güney Afrika, bu kapsamda UAD’den 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini istiyor.
Bu kararların arasında “İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tüm makul tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimini sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması ve soykırımın delillerini muhafaza etmesi” de bulunuyor.
Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle UAD’den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken 11-12 Ocak’taki duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanları ve delillerini inceleyerek karar için müzakerelere başladı.
Kararın açıklanması için hakimleri bağlayan bir tarih bulunmuyor ancak UAD’nin önceki yargılamalarına bakıldığında soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor.
Belçika Başbakan Yardımcısı da benzer çağrıda bulunmuştu
Belçika Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter, ülkesinin İsrail’in Gazze’deki soykırım tehdidine karşı sessiz kalamayacağını belirterek, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanında İsrail’i soykırımla suçlayarak açtığı davaya destek verilmesi çağrısında bulunmuştu.
İktidar koalisyonunda Flaman Yeşiller Partisinin temsilcisi olan De Sutter, 9 Ocak’ta X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Belçika, Gazze’deki insanların sonsuz çilesini sadece kenarda izleyemez. Soykırım tehdidine karşı harekete geçmeliyiz. Belçika’nın, Güney Afrika’nın liderliğini takip ederek Uluslararası Adalet Divanında eyleme geçmesini istiyorum. Belçika hükümetine bu öneride bulunacağım.” ifadelerine yer vermişti.