“Urgences panafricanistes” isimli sivil toplum kuruluşunun başkanı Kemi Seba, AA muhabirine “yeni Fransız sömürgeciliğine” ve Afrika’nın vizyonuna ilişkin değerlendirmede bulundu.
Fransa’nın Strazburg şehrinde doğan 42 yaşındaki Beninli aktivist, Fransa’nın “yeni sömürgecilik arzuları karşısında tüm Afrika’nın egemenliğine olan bağlılığını” vurguladı.
Kendisini “21’inci yüzyılın siyahi adamı, Pan-Afrikancı, halkının, Afrika kıtasının ve diasporanın egemenliğine hastalıklı şekilde bağlı bir adam” olarak tanıtan ve asıl adı Stellio Gilles Robert Capo Chichi olan Seba, aynı zamanda “dünyadaki tüm halkların, özellikle küresel güneyin kendi kaderini tayin etme hakkının” savunucusu olduğunu dile getirdi.
Seba, “Dünyanın herhangi bir yerindeki mazlumla her zaman dayanışma içinde olmak benim için bir önceliktir.” ifadelerini kullandı.
“Haklıların, kanını emenlere karşı mücadelesidir”
Mart ayında Paris’teki bir etkinlikte pasaportunu yaktığına ilişkin görüntülerin ardından temmuzda Fransa vatandaşlığından çıkarılan Seba, Fransız yönetiminin, vatandaşlığını iptal etme kararını, yaptığı eylem nedeniyle değil “yıllardır yeni sömürgeciliğe karşı yürüttüğü faaliyetlerden” dolayı aldığına dikkati çekti.
Seba, söz konusu kararın özellikle, Sahel’de ve Nijer’de “devletin restorasyonu” olarak adlandırdığı sömürgecilik karşıtı çalışmaların ardından geldiğini kaydetti.
Vatandaşlığının iptali sürecinde “Fransız yetkililerinin (gerçek) yüzünü gördüğünü” ve bu yetkililerin küresel güney halklarının mücadelesinde gösterdiği dayanışma nedeniyle “son derece gaddar ve korkak şekilde” vatandaşlığının iptali prosedürünü başlatmaya karar verdiğini anlatan Seba, “Bu yaklaşım gösterdi ki, bu, siyahların beyazlara karşı mücadelesi değil haklıların, kanını emenlere karşı mücadelesidir.” dedi.
Seba, Fransa’da “siyahi adamın her zamankinden daha fazla ayrımcılığa uğradığı bu dönemde” böyle bir duruş sergilemeyi uygun bulduğunu söyledi.
Fransa’nın deniz aşırı topraklar olarak adlandırılan sömürgelerindeki ve Batı Afrika’daki halkların “her zamankinden daha fazla boğulmuş ve sömürülmüş” olduğunu vurgulayan Seba, barınma sorunundan polis şiddetine kadar birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalan halklara işaret etti.
Seba, “Siyahi kadın ve erkeği kırmak, aşağılamak için her şeyin yapıldığı bir dönemde, var olmak için Fransız oligarşisinin emir ve arzularına boyun eğmeye hiç de hazır olmadığımızı hatırlamanın önemli olduğunu düşündüm.” ifadelerini kullandı.
“Var olmak için onların onayına ihtiyacım yok.” diyen Seba, Afrika’nın egemenliğinden ve bağımsızlığından yana olduğunu yineledi.
Sahel’deki gelişmeler ve “devletin restorasyonu”
Nijer’de Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’un 26 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı unsurlarınca alıkonmasına ve ülkede askerin yönetime el koymasına ilişkin de Seba, “Batı, (Nijer’de) bir darbeden bahsediyor, hayır bu devletin restorasyonu operasyonuydu.” diye konuştu.
“Eğer bir otobüs şoförünüz varsa, bu durumda bu kişi Nijer halkını, yani yolcuları güvenli bir şekilde B noktasına götürmekle görevli eski Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum ve o, yolcuları B noktasına götürmek yerine, tıpkı neo-kolonyal Fransa gibi tamamen uzak olan F noktasına götürüyor.” ifadesini kullanan Seba, “bu yöne razı olmayan yolcuların otobüsü daha güvenli bir yere götürmesi için” (Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı) General Abdurrahmane Tchiani’yi şoför koltuğuna getirdiğini belirtti.
Nijer’de halkın büyük bir kısmının yürüttüğü mücadeleyi anladığını dile getiren Seba, yeni sömürgeciliğe karşı mücadelede iç dinamiklerin önemine dikkati çekti.
Seba, “Düşman başkaları değil, düşman kendi içimizde. Bir medeniyet ancak içerinden yenilirse dışarıdan yok edilir. Kaynaklarımıza yeniden el koymak ve ayrık otlarını temizlemek gibi iç işlerini yapabilmemiz gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Seba, “Afrika’nın her zamankinden daha fazla Afrikalılara geri verilmesi” çağrısında bulundu ve bunun Afrika halklarının yerleştiği Yeni Kaledonya, Guyana, Guadeloupe, Martinik ve Reunion gibi Fransız sömürgelerinde de böyle olması gerektiğini vurguladı.
Ülkesinin geleceğine ilişkin de değerlendirme yapan Seba, Benin’de kurumsal düzeyde başka bir aşamaya geçilmesini umduğunu ve siyasi değişimden yana olduğunu kaydetti.