Küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu Trakya’da, çoğalan oğlak ve kuzu doğumları nedeniyle besicilerin ahırlardaki mesaisi arttı.
Karadeniz kıyılarına paralel uzanan Yıldız Dağlarının eteklerinde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan besiciler, en önemli geçim kaynakları olan hayvanlarıyla gece gündüz ilgileniyor.
Besiciler, umutla bekledikleri oğlak ve kuzu doğumlarının mutluluğunu yaşıyor.
“Baharın müjdecisi” olarak da nitelendirilen doğumlar, her yıl şubat ve martta yoğunlaşıyor.
Sabah ahırlardan otlaması amacıyla meraya götürülen keçi ve koyunlar doğum yapıyor. Dünyaya gelen oğlak ve kuzular anneleri tarafından dilleri ile bir süre kurulanıyor.
Yavruların sağlıklı şekilde dünyaya gelmesi için yoğun çaba gösteren yetiştiriciler, doğum sonrası oğlak ve kuzulara annelerinden ağız sütünü vererek, bu sayede soğuktan ve hastalıklardan korunmalarına yardımcı oluyor.
Besiciler, keçi ve koyunlarına doğum sırasında veteriner gibi müdahale ediyor.
Daha sonra oğlak ve kuzular kimi zaman araçla kimi zaman yürüyerek ahırlara taşınıyor.
Ahırlara getirilen oğlak ve kuzular, anne sütünün yetersiz geldiği durumlarda biberonla besleniyor.
“Bunun maneviyatı anlatılmaz, yaşanır”
Karakoç köyünde küçükbaş hayvan besiciliği yapan İzzet Dirin, AA muhabirine, bugünlerde oğlak ve kuzu doğumları dolayısıyla çok heyecanlı ve telaşlı olduklarını söyledi.
Bazen ikiz veya üçüz kuzuların dünyaya geldiğini anlatan Dirin, “Doğan yavru sağlıklı olsun, büyüsün, yaşasın diye canla başla çalışıyoruz. Bunun maneviyatı anlatılmaz, yaşanır.” diye konuştu.
Kırklareli Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy ise Trakya’nın hastalıklardan korunaklı bir bölge olduğunu söyledi.
Bölgede bir milyondan fazla küçükbaş hayvan yetiştirildiğini belirten Aksoy, “Istranca Ormanlarının eteklerinde meşe ormanlarının olduğu bölgede otlayan hayvanlarımız, hem et verimi hem et lezzeti hem de et sağlığı konusunda çok kaliteli.” dedi.