Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) 2013 yılından bu yana uygulanan ve sistemin büyümesinde önemli rol üstelenen yüzde 25 devlet katkısı desteği, 5 puanlık artışla yüzde 30’a çıkarken analistler, söz konusu adımın sistemi yatırımcılar için çok daha cazibeli hale getirmesinin beklendiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, BES’e devlet katkısının yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkarılacağını söyledi.
Analistler, bu adımın sistemin büyüme ivmesini olumlu yönde etkilemesinin tahmin edildiğini aktararak, asgari ücretteki artışın da katılımcıların yararlanacağı devlet katkısının üst limitini yükselttiğini belirtti.
BES’e katılanların sayısında ve fon büyüklüğünde son yıllarda önemli bir hacme ulaşıldığını kaydeden analistler, BES’in tasarruf konusunda yatırımcılara faydalı bir alternatif oluşturduğunu dile getirdi.
Analistler, BES’in ulusal tasarrufların artışını desteklemek, sermaye piyasalarının derinliğinin artması, ekonomiye finansman kapasitesi sağlanması gibi kritik noktalarda devreye girdiğini bildirerek, özellikle 2013 yılında başlayan yüzde 25 devlet katkısı teşviki, 2017 yılında hayata geçirilen Otomatik Katılım Sistemi (OKS) ve geçtiğimiz aylarda kanunlaşan 18 yaş altı çocukların sisteme dahil olma imkanının sistemin gelişmesine önemli katkıda bulunduğunu söyledi.
Yeni katkıyla birlikte katılımcıların yüzde 30’luk sabit getiri elde edeceğine değinen analistler, yeni adımların sistemin daha da yaygınlaşmasına katkıda bulunmasını beklediklerini ifade etti.
“BES sermaye piyasaları ve yatırımcılar arasında köprü görevi görüyor”
Ata Yatırım Portföy Yönetimi Genel Müdürü Mehmet Gerz konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, son adımların BES için olumlu olduğunu belirterek, “Türkiye ekonomisinin bankacılık ağırlıklı olmaktan sermaye piyasası ağırlıklı olmaya geçişinde BES’in kilit bir rolü var.” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni oranlarla birlikte aylık bazda BES’te devlet desteğinin üst limitinin 894 liradan 1.500 liraya çıktığını kaydeden Gerz, “5 bin lira ödeyen 1.500 lira devlet katkısı almaya hak kazanacak. Ancak çoğunluğun ödeyebileceği rakamlar 1.000 lira civarında. 1.000 lira ödeyen de 300 lira devlet desteği alacak. Üst limitin artması daha çok zengin kesimi etkilerken, daha düşük gelirli kısmı devlet desteğinin yüzde 30’a çıkması etkiliyor ve bu sistemi teşvik etme anlamında önemli bir adım.” şeklinde konuştu.
Gerz, bu dalgalı dönemde BES’i ve BES vasıtasıyla sermaye sistemini desteklemek adına atılan bu adımların olumlu olduğunu bildirdi.
BES’in sermaye piyasaları ve yatırımcılar arasında köprü görevini gördüğüne dikkati çeken Gerz, gönüllü BES yatırımcı sayısının uzun bir aradan sonra 7 milyonu geçtiğini ve birikimlerin artmaya devam ettiğini kaydederek, piyasalarda istikrarlı gidişatın sistemin yaygınlaşmasına yardım edeceğini dile getirdi.
Gerz, BES fonlarının güçlenmesinin piyasalarda oynaklık azaltıcı etkisinin de olduğunun 2018 ve 2019’da görüldüğünü ancak bu seferki oynaklığın çok ani olduğu için BES fonlarının henüz devreye giremediğini düşündüğünü söyledi.
“Yatırım danışmanlığının da gelmesi BES’in açığını kapatmış olacak”
Sert dalgalanmaların olduğu ortamda kurumsal yatırımcıların refleks göstermesinin gecikmeli olduğunu kaydeden Mehmet Gerz, şunları kaydetti:
“Böyle bir ortamda önce bireysel yatırımcı fonlarını değiştirecek sonra kurumsal yatırımcı ona göre hisse senedi alacak veya döviz satacak, bunları yapmak zaman alan şeyler. Ayrıca, BES’te şu an yatırım danışmanlığı eksikliği var. Yatırımcı doğal olarak böyle durumlarda ne yapacağını bilemiyor. Dolayısıyla bağımsız yatırım danışmanlığının, finansal planlamanın adeta bir mali müşavirlik gibi yayılması lazım bütün ülkeye. İnsanlar nasıl sağlığı için doktora gidiyorsa, bu da finansal sağlık meselesi. Burada da bir finansal doktora gidebiliyor olması lazım ancak bu henüz düzenlenmiş değil. Bu sadece bankalar ve finansal kurumlar içinde yapılabiliyor. Halbuki, Sermaye Piyasaları Kurulu (SPK) lisanslı, sektörde deneyimli insanların bağımsız yatırım danışmanlığı kurumları açabiliyor olması lazım. Yatırımcının BES’ine danışmanlık yapmak, yatırım fonlarının seçimine yardım etmek, gerekiyorsa konut kredisi seçimine yardım etmek, bütçe yapmasına yardım etmek gibi birçok alanda rol oynayabilir. Yatırım danışmanlığının da gelmesi BES’in açığını kapatmış olacak ve özellikle böyle günlerde BES fonlarının aktif hareket edebilmesi için bir destek de olacaktır.”
Gerz, Türkiye’nin temelleri çok sağlam bir sistem kurduğuna dikkati çekerek, sistemin bir adım öteye gidebilmesi ve Türkiye’de sermaye piyasalarının büyümesi için yatırım danışmanlığının uygulamaya alınması gerektiğini, bununla birlikte BES’in ve yatırım fonların daha da hızlı gelişeceğini ifade etti.
Katılımcı sayısının 7 milyon civarında durakladığını aktaran Gerz, sistemde değişen oranlarla birlikte yatırım danışmanlığının da getirilmesiyle yatırımcı sayısının artmasının mümkün olduğunu dile getirdi.
Gerz, varlık dağılımında hisse oranının artması gerektiğini de vurgulayarak, “Son yıllarda döviz varlıklar çok artmıştı. Eğer dövizde istikrar sağlanırsa, oradan hisse senedine bir kayma yaşanabilir ki bu da, hem katılımcı açısından hem de Türkiye’deki şirketler açısından çok olumlu bir gelişme olur.” değerlendirmesinde bulundu.