TÜRKBESD’den yapılan açıklamada, Türkiye’nin önde gelen beyaz eşya ve küçük ev aletleri şirketlerini (Arçelik, Arzum, BSH, Dyson, Electrolux, Haier Europe, Miele, SEB, Silverline ve Vestel) temsil eden TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere bakıldığında 2022’de 6 ana üründe beyaz eşya ihracatı, adet bazında 2021’in aynı dönemine göre korundu. TÜRKBESD’e üye firmaların Türkiye satışları ise bu dönemde yüzde 5 düştü.
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yıl salgının etkisinin azalmasının ardından ertelenen taleplerin de satın almaya dönüşmesiyle yılın ilk 9 ayında tüm ürün gruplarında iç satış ve ihracatta yüzde 23’lük bir artış gerçekleşmişti. 2022’nin ise tüm dünyadaki ekonomik gelişmelere bağlı olarak daha zor bir yıl olacağını öngörmüştük. Eylül ayında ihracatımızın, 2021’in eylül ayı ile kıyaslandığında yüzde 4 arttığını, iç satışlarımızın ise aynı seviyelerde seyrettiğini görüyoruz. İç satışların ilk 6 aydaki düşüşün ardından, ağustos ve eylül aylarındaki kampanyaların da etkisiyle geçen yılki seviyeyi yakaladığını gözlemliyoruz. İç pazarın, ihracat üzerindeki olumlu etkilerini de izliyoruz. Eylül ayında ihracatımızdaki artış da buna işaret ediyor. Ülkemizin lokomotif sektörlerinden olan beyaz eşya sektörünün, tüm olumsuzluklara rağmen yılın son çeyreğinde toplam satışlarını artıracağına inanıyorum.”
Bu yılın 9 ayında TÜRKBESD üyesi firmalarının toplam satışlarının 25 milyon 378 bin 672 adet olduğunu belirten Dinçer, “Türkiye dünya beyaz eşya üretiminin yüzde 7’sini karşılıyor ve beyaz eşyada dünyanın en büyük ikinci üreticisi konumunda. Dünyanın en büyük beyaz eşya ihracatçısı ülkeleri arasında pek çok ürün için ilk 3’te yer alıyoruz. Sektörümüz 15 bin adet bayi, 3 bin 500 adet yetkili servisi, yan sanayisi ve tedarikçileri ile büyük bir ekosistemi temsil ediyor. Bu dönemde üretim tarafında, ihracatta rekabet gücümüzü etkileyebilecek gelişmelerle, Dijital Pasaport ve AB’nin Genel Veri Koruması Tüzüğü (GDPR) gibi sektörümüzü yakından ilgilendiren regülasyonları yakından takip ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Ürünlerin ‘Dijital Ürün Pasaportu’ olması öngörülüyor”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Semir Kuseyri ise AB Komisyonu’nun tasarım aşamasından günlük kullanıma, yeniden kullanım ve kullanım ömrü sonuna kadar tüm yaşam döngüleri boyunca AB pazarındaki ürünlerin çok büyük bir bölümünün çevre dostu, döngüsel ve enerji açısından daha verimli hale getirilmesini hedefleyen yeni kurallar çerçevesi “Sürdürülebilir Ürün Girişimi”ne dikkati çekti.
Kuseyri, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tasarı kapsamında yasal düzenlemeye tabi olarak üretilen ilgili ürünlerin ‘Dijital Ürün Pasaportu’ olması öngörülüyor. Türkiye halihazırda AB’nin Genel Veri Koruması Tüzüğü (GDPR) kapsamında veri için güvenli kabul ettiği ülkeler arasında yer almıyor. Sektörümüzde elektrikli ev eşyalarının giderek dijital ve bağlantılı özellik kazanması ihraç ürünler açısından veri transferini zaruri hale getirmekte. Ticarette, veri koruması ve paylaşımında güvenli olmayan ülkeler aleyhine teknik bazı engellerle karşılaşılabilir. Bu çerçevede, GDPR’ın yurt dışına veri aktarılmasına yönelik hükümleri esas alınarak, “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda gerekli değişiklikler yapılması büyük önem taşıyor.”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz da beyaz eşya sektörünün maliyetlerinin önemli bir kısmını yassı çeliğin oluşturduğunu aktararak, “Türkiye’deki sıcak sac üretim miktarı, sektörün talebini karşılayacak miktarda değil. Bu ürün özelinde alınan anti-damping kararı beyaz eşya sektörü dahil olmak üzere tüm imalat sanayini olumsuz yönde etkiliyor. Temel girdilerimizden biri olan yassı çeliğe yönelik gümrük vergilerinin liberalleşmesi ihracatın daha da önemli olduğu bu dönemde çok faydalı olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yakın zamanda tüm Avrupa’da geçerli olacak tek bir mevzuatın yürürlüğe girmesi muhtemel görünüyor”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı ise BM ve OECD tarafından yayınlanan ticaret ve insan haklarına ilişkin temel rehber ilkeleri doğrultusunda gündeme gelen Tedarik Zincirlerinde Durum Tespiti’ne değindi.
Konuyla ilgili olarak en son Almanya’da ilgili yasalaşma süreci tamamlandığını bildiren Özkadı, şunları kaydetti:
“Yakın zamanda tüm Avrupa’da geçerli olacak tek bir mevzuatın yürürlüğe girmesi muhtemel görünüyor. AB’de 2022 yılında yasalaşma süreci başlatılan ‘Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi’ ve ‘Zorla Çalıştırmaya İlişkin Regülasyon’ tasarıları bu kapsamda atılan önemli adımlar olarak öne çıkıyor. İnsan hakları ve çevre hassasiyetleri göz önüne alındığında ülkemizde tedarikçi konumundaki şirketlerin gerekli hazırlıkları zamanında yapmaları, rekabette öne çıkmak açısından bir fırsat sunabilir.”
Toplantıda ayrıca, AB’nin pek çok sektörü etkileyecek düzenlemeler öngören, Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği de (Ecodesign for Sustainable Products Regulation-ESPR) gündeme geldi ve sürecin yakından takip edilerek, gerekli düzenlemelerin zamanında yapılmasının, AB ile Gümrük Birliği’nin verimli bir şekilde işlemesi ve ihracattaki rekabetçilik açısından son derece önemli olduğuna dikkat çekildi.