Biden tarafından mevcut CENTCOM Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie’nin yerine geçmek üzere aday gösterilen Korgeneral Kurilla, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesinde soruları yanıtladı.
CENTCOM’un görev bölgesi olan Orta Doğu’nun kritik bir dönemden geçtiğine dikkati çeken Kurilla, buranın ABD’nin güvenliğini tehdit eden bir alan olmaya devam ettiğini vurguladı.
Afganistan’daki durum
Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinden sonra bu ülkedeki terör gruplarının varlığının devam ettiğini aktaran Kurilla, ABD’nin bölgeye uzaktan müdahalesinin oldukça zor olduğunu söyledi.
Kurilla, “Bölgede (konuşlanacak) bir ülke bulmaksızın bu operasyonları yapmak imkansız değil ama çok zor. İnsansız hava araçları ile yaptığınız operasyonun üçte iki zamanı oraya uçup dönmekle geçiyor. Kalan kısımda da hedefi belirleme ve angaje olmaya kalmış oluyor.” dedi.
Kurilla, Afganistan’daki El Kaide’nin Amerikan topraklarına saldırma emelleri olduğunu ancak henüz bunun için kabiliyetlerinin olmadığını belirtti.
Çin’in Orta Doğu’daki angajmanları endişe verici
Çin’in Orta Doğu bölgesindeki faaliyetlerine ilişkin sorulara yanıt veren Kurilla, Pekin’in bölgedeki faaliyetlerinden son derece endişe duyduğunu dile getirdi.
Kurilla, “CENTCOM görev bölgesindeki 21 ülkeden 18’i Çin ile Kuşak-Yol Girişimi kapsamında stratejik anlaşmalar imzaladı. Çin, Orta Doğu’daki harcamalarını yüzde 360 oranında artırdı, bu yüzden bunun büyük bir endişe kaynağı olduğuna inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin Çin’in anlaşma yaptığı her ülkeye ulaşması gerektiğine işaret eden Kurilla, Pekin’in emellerinin Amerikan ortak ve müttefiklerine çok iyi gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Kurilla, şöyle devam etti:
“Çin’in bu anlaşmalar üzerinden bölgeye askeri olarak girmesinden de çok endişeliyim. İnsansız hava araçlarını (IHA) en çok alan ülkelerden üçü Orta Doğu’da. Huawei konusunda beş büyük Orta Doğu ülkesi bunlarla teknoloji anlaşmaları yaptı. Bu yüzden bu konuda çok endişeliyim.”
İran’ın çok etkili bir siber yeteneği var
İran ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kurilla, Tahran yönetiminin halen bölgede ABD için öncelikli tehdit olduğunu dile getirdi.
Kurilla, nükleer anlaşma kapsamında İran’a yönelik yaptırımların gevşetilmesine ilişkin bir soruya, “Yaptırımların hafifletilmesinde riskler var. İran bu paranın bir kısmını bölgedeki vekillerini ve terörizmi desteklemek için kullanacak. Eğer bunu yaparlarsa, bu bölgedeki güçlerimiz için riski artırabilir.” yanıtını verdi.
İran’ın Irak ve Suriye’de ABD askerlerinin konuşlu olduğu üslere saldırılardaki rolüne ilişkin değerlendirmede bulunan Kurilla, bu saldırıların İran tarafından doğrudan desteklendiğinin ortaya çıkarılıp kamuoyu ile paylaşılmasının Tahran üzerinde etkili olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Bölgedeki saldırılarda oynadığı rolün yanı sıra İran’ın bölgeyi siber alanda da tehdit ettiğini vurgulayan Kurilla, “İran’ın çok etkili, saldırgan bir siber yeteneği var. Bunun şu anda CENTCOM bölgesinde kullanıldığını görüyoruz. Dolayısıyla, bu alanlar üzerinde çalışmamız bölgedeki ortaklarımızın siber savunmasını güçlendireceğini düşünüyorum.” dedi.
Kurilla Suriye’deki DEAŞ tutuklularına da değindi ve bu konuda hem ABD hükümetinin hem de uluslararası toplumun destek vermesi gerektiğini kaydetti.
Suriye’de 10 bin DEAŞ mensubunun tutuklu olduğunu aktaran Kurilla, ayrıca yüzde 80’inden fazlası çocuk ve kadın olmak üzere 60 bin DEAŞ aile üyelerinin kamplarda tutulduğunu söyledi.