AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden derlediği bilgiye göre, ülkede sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörlerindeki ücretli çalışan sayısı 2021’de 13 milyon 787 bin 159 kişiye yükseldi. Kovid-19 salgınının etkisiyle geçen 2020’de bu sayı 12 milyon 718 bin 151 kişi seviyesinde bulunuyordu.
Söz konusu istihdamın alt dağılıma bakıldığında, “bilgi ve iletişim” sektöründe ücretli çalışan sayısının 4 yıldır düzenli artması dikkati çekti. Bu sektörde 2018’de 201 bin 704 kişi çalışırken bu sayı 2019’da 212 bin 530’a, 2020’de 227 bin 543’e ve 2021’de 259 bin 209’a ulaştı. Son 10 yıllık periyoda bakıldığında ise sektörde ücretli çalışan sayısının yüzde 55 artığı görüldü. 2012’de bilgi ve iletişim alanında ücretli çalışan sayısı 167 bin 572 seviyesindeydi.
Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Başkanı Levent Kızıltan, AA muhabirine, sektörün görünümüne ve bu alandaki son gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye’de son 10 yılda teknoloji ve ilgili sektörlerde dikkat çekici bir kırılma ve gelişim yaşandığını belirten Kızıltan, yeni girişimler ile rekabetçi olmak isteyen olgun şirketlerin, yenilikçi buluş ve iş modelleriyle gelişmelere ayak uydurma çabasında olduğunu söyledi. Kızıltan, “Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü de içerdiği teknolojik platformlar ve bu platformları hayata geçiren insan kaynakları açısından tüm sektörleri besleyen konumuyla dönüşümün çok önemli bir paydaşı.” dedi.
Türkiye’de son yıllarda, bilim teması yoğun iş gücü açısından üniversitelerden çıkışta bir açık olduğunu, üniversiteye hazırlık aşamasına kadar da yeterli nitelikte “bilimsel bakış açısı” yaratma ve ilgiyi artırabilme konusunda eksik kalındığını ifade eden Kızıltan, bunların sonucu “bilişim iş gücü” eksikliğinin bir sorun haline geldiğini bildirdi.
Kızıltan, “Genç işsizliğin yüzde 20’lerin üzerinde olduğu bir ortamda gençlerimize gerekli donanım sunulduğu takdirde gerçek bir umut ortamı sağlanacağını düşünüyoruz. Şirketlerimizde ciddi bir kaynak ihtiyacı ve iş bulmakta zorlanan üniversite mezunu milyonlar var. Amaç ‘bir seferde milyon bilişimci’ yetiştirmek değil ‘nitelikli insan kaynağı’ yetiştirerek bilişim sektörünün ve tüm sektörlerdeki bilgi teknolojileri (BT) insan kaynağı açığını çözmek olmalıdır.” diye konuştu.
“BT çalışanı sayısı yeterli değil”
Kızıltan, Türkiye BT pazarının yüzde 90’ını oluşturan kurumlar ve şirketlerin yaklaşık 150 bin çalışanı olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Gelişen pazarlarda düzenli artmasını bekleyebileceğimiz bu rakamların artmamasının arkasında yatan nedenlerden biri de özellikle uzaktan çalışma ortamının getirmiş olduğu esnek çalışma düzeni ve güçlü ekonomilerin ücret düzeylerine kıyasla Türkiye’deki ücretlerin son derece geriden geldiği gerçeğidir. Düzenli olarak ‘dijital iş gücü’ için bir ‘dijital göç dalgası’ yaşamaktayız. Nitelikli üniversitelerimizin her yıl verdiği BT mezun sayısının 5 binler düzeyinde olduğu bir ortamda, tahmini bir bakış açısıyla hemen hemen bu sayıda teknoloji kaynağımızı yurt dışına ‘ödünç verdiğimiz’ anlamını da taşıyabilir.”
Mühendislik ve teknoloji kaynaklarını planlarken gelecek ekonomik düzen için en önemli kaynak olacağını düşünmek gerektiğini vurgulayan Kızıltan, BT sektöründeki insan kaynağının yeni yetkinliklerle zenginleşmesinin önem taşıdığını dile getirdi.
Kızıltan, ABD, Avrupa Birliği, Çin başta olmak üzere Uzak Doğu ülkeleri, Hindistan, İsrail ve Rusya’nın teknolojide yapabildiklerini ve ekonomilerine sağladıkları avantajları Türkiye’nin de gerçekleştirebilmesi için, gençlere BT yetkinlikleri, teknoloji bakış açısı, ekonomik açıdan da geleceğe pozitif bakabilmelerinin sağlanmasının önemli olduğunu anlattı.
Bakanlıklarda, üniversitelerde, bireysel girişimlerde, özel sektörde farklı arayışlarla aynı konuya çözüm bulunmaya çalışılmasının net bir kaynak israfı olduğunu belirten Kızıltan, şunları kaydetti:
“Kamu ve özel sektör iş birliği çözümlerinin burada açıkları kapayabilecek bir yaklaşım olarak değerlendirilmesi, teknoloji geliştirme bölgelerinde ve Ar-Ge merkezlerindeki uzaktan çalışma ve vergi avantajlarının tekrar düşünülmesi ve dijital göçün biraz olsun önlenmesi, Türkiye’de teknoloji temelli iş kurmanın, iş geliştirmenin ve istihdamın avantajlı olabileceği ekonomik modellerin desteklenmesi şu an ki sıkıntıları azaltabilecek, gelecek açısından da umudun yeşermesi için önemli bir yaklaşım dizini olarak ortaya çıkacaktır.”
Kızıltan, mevcut BT çalışan sayının yeterli olmadığına dikkati çekerek, “Gerekli önlem ve düzenlemelerle eldeki insan kaynağını dışarı vermemek, ekonomik ve teknolojik gelişim önderliğinde bu sayıyı aşamalı olarak milyona eriştirmek mümkün olabilecektir.” dedi.