Bilim Adamları, Kuzey Kutbu’ndaki Deniz Buzu Seviyesi Rekor Bir Seviyeye Ulaştı

Bilim adamları, bu yıl Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzundaki kış artışının 47 yıllık gözlem tarihinin tamamında en zayıf olduğu ortaya çıktı. Bu alarm iklim değişikliği küresel sonuçlara yol açacaktır.

Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’ne göre, 16 Mart’ta kaydedilen Maksimum Arktik Buz alanı 14.33 milyon kilometrekarelikti. Bu, 2017 yılında kurulan önceki anti -Record’dan 80 bin kilometrekarelik daha azdır. Buz kaybı, Kaliforniya toprakları ile karşılaştırılabilir.

Araştırmacılar, buz örtüsünün azaltılmasını, özellikle Kuzey Kutbu’nda farkedilen sıcaklıklarda bir artışla ilişkilendirir. Bölge, gezegenin geri kalanından dört kat daha hızlı ısınıyor. Kuzey ve güney arasındaki sıcaklık farkının zayıflaması, atmosferik akışların hareketini etkiler, bu da dünya çapında hava koşullarında bir değişikliğe yol açar.

Ek olarak, sadece buz alanı değil, aynı zamanda kalınlığı da azalır. Bu, yaz aylarında erimenin daha da hızlı gideceği anlamına gelir. Kış anti -Record bir yazın minimumunu garanti etmese de, son yıllarda buz azalması eğilimi ciddi bir endişeye neden olmuştur.

Arctic deniz buzunun kaybolması ekosistemi zaten olumsuz etkiliyor. Yaz aylarında, eriyen buz, beyaz ayıların av bölgelerini sınırlar ve onları zayıf ve aç yapar. Kış buzu özellikle balık balıkçılığı ve mühürlerin yayılması için önemlidir.

1979’dan beri uydu gözlemlerinin başladığı, Arktik buzun kış alanı yaklaşık olarak Pakistan topraklarına düştü. Bilim adamları, yaz buz kaybının daha da tehlikeli olduğunu vurgular: Açık su daha hızlı ısınır, ısı birikir ve buz örtüsünün kapalı yıkım döngüsünü tetikleyen sonbahar ve kış daha sıcak hale getirir.

Kış maksimumunun en düşük beş göstergesi 2015’ten sonra kaydedildi ve bu yılın Şubat ayında, Arktik ve Antarktik’teki toplam deniz buzu alanı minimumda bir rekor seviyeye ulaştı. Bu veriler, iklim değişikliklerinin hızlandığını ve bunları hafifletmek için acil önlemler gerektirdiğini doğrulamaktadır.

Daha önce, bilim adamları kalsiyumun yaşamın kökenini nasıl etkileyebileceğini öğrendiler.