Kıyamet Buzulu, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük çevre tehditlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Kıyamet Buzulu nedir?
Bu kadar dramatik bir lakaba sahip olmasının nedeni, Batı Antarktika Buz Tabakası’nın ‘zayıf karnı’ olarak tanımlanan kısmının bir parçası olması, çökmeye karşı savunmasız olması ve çökmesi halinde muhtemelen tüm buz tabakasını da beraberinde götürecek olmasıdır.
Erimesi durumunda ortaya çıkacak felaket senaryoları, dünya için alarm zillerini çaldırıyor. Bilim insanları ve politikacılar, bu devasa çevre sorununu çözmek için zamanla yarışıyor.
Thwaites Buzulu da olarak bilinen Kıyamet Buzulu, Antarktika’nın batısında yer alan ve yaklaşık 192.000 kilometrekarelik bir alanı kaplayan devasa bir buz kütlesi. Bilim insanları, bu buzulun dünya iklimi ve deniz seviyeleri üzerinde hayati bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Kıyamet Buzulu, deniz seviyesini 3 metreye kadar yükseltebilecek kadar buz içeriyor; bu da birçok kıyı şehri ve ada devleti için ölümcül bir tehdit anlamına geliyor.
Küresel isınma ve hızla eriyen buzullar
Kıyamet Buzulu’nun erime süreci, küresel ısınmanın doğrudan bir sonucu. Atmosferde artan sera gazları, dünya genelindeki sıcaklıkları yükseltiyor ve buzulların daha hızlı erimesine yol açıyor. Thwaites Buzulu, bu süreçten en çok etkilenen bölgelerden biri. Son araştırmalar, buz kütlesinin tabanının okyanus suyuyla temas ettiğini ve bu nedenle erimenin hızlandığını ortaya koydu. Eğer buzul tamamen erirse, deniz seviyesindeki bu artış, milyonlarca insanı yerinden edebilir ve küresel ölçekte ekonomik, sosyal ve çevresel felaketlere neden olabilir.
Kıyamet Buzulu erirse ne olur?: New York, Miami ve Şangay gibi şehirler yok olacak
Thwaites Buzulu’nun erimesi, deniz seviyelerinde büyük bir yükselişe neden olacak. Bu durum, özellikle Bangladeş, Maldivler ve Hollanda gibi deniz seviyesine yakın ülkeler için yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Ayrıca New York, Miami veŞangay gibi büyük şehirler sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Erimenin bir diğer etkisi de, okyanus akıntılarını ve hava sistemlerini bozarak, dünya genelinde aşırı hava olaylarının ve iklim düzensizliklerinin artmasına yol açabilir.
Bilim dünyası alarmda
Kıyamet Buzulu’nun erimesini önlemek için bilim dünyası çeşitli çözümler üzerinde çalışıyor. Ancak, mevcut veriler, bu sürecin durdurulmasının oldukça zor olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, sera gazı salınımlarının acilen azaltılması ve küresel ısınmayı durdurmak için daha fazla uluslararası iş birliği yapılması gerektiği konusunda uyarıyor.
Buzulda son durum ne?
Konuyla ilgili iyi haber ise buzulu düzenli olarak izleyen bilim insanları en kötü senaryonun şu anda olası olmadığını söylüyor.
Buzulun sağlamlığı üzerine yapılan yeni bir çalışma, en büyük risklerden biri olan Deniz Buz-Uçurum Dengesizliği (MICI) 21. yüzyıl boyunca bir endişe kaynağı olmayabileceğini öne sürüyor.
Profesör Mathieu Morlighem The Conversation’da, bir buz sahanlığı çöktüğünde uzun buz kayalıklarının ortaya çıktığını ve bu kayalıklar ne kadar uzun olursa bir arada tutmanın da o kadar zorlaştığını yazdı.
Neyse ki bu yeni çalışma, buzulun ‘en azından 2100 yılına kadar oldukça istikrarlı kalacağını’ ve 50 yıl içinde olası bir çöküşü simüle ettiklerinde, uçurumların hızla çökecek kadar yüksek olmayacağını gösteriyor.
Tüm bunların ‘Kıyamet Günü Buzulu’ ve gezegenimiz için ne anlama geldiğini merak ediyorsanız, en azından şimdilik iyi haber.
USA Today’in haberine göre, bir ‘kabus senaryosu’nu temsil edecek olan hızlı çöküş eskisinden daha da düşük bir ihtimal ve Profesör Morlighem, buzul ve buz tabakası hala geri çekiliyor olsa da, bunun ‘bir senaryonun önerdiği kadar hızlı olmayacağını’ söyledi.