Selçuk Üniversitesi Biyoloji Öğretmenliği Bölümünden 2005’te mezun olan Hilal Ay, ardından aynı üniversitede yüksek lisans yaparken girdiği polislik sınavını kazandı.
Konya ve Van’da 4 yıl polislik yapan Ay, 2010 yılında, yüksek lisansını tamamlayıp doktoraya başlayacağı dönemde bilimsel araştırmalara daha fazla vakit ayırabilmek için polislikten istifa etti.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak göreve başlayan Ay, pek çok bilimsel çalışmaya katıldı ve zamanla doçentliğe yükseldi.
Ay, son olarak Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda 22 Ocak’ta başlayıp 46 gün süren Antarktika Bilim Seferi’nin katılımcıları arasında yer aldı.
Bilim insanı olma hayalini hiçbir zaman unutmadı
Doç. Dr. Ay, AA muhabirine, TÜBİTAK’a sunduğu yeni aktinobakteri türlerini keşfedip bunların akuakültürde probiyotik olarak kullanılabilirliğini, patojenlere karşı antimikrobiyal madde üretim potansiyellerini keşfetmeyi amaçlayan projenin kabul gördüğünü, hazırladığı çalışmayla 6. Antarktika Bilim Seferi’ne katıldığını söyledi.
Hedefinin ülkesi için katma değer yaratabilecek biyoteknolojik bir ürün ortaya çıkarmak olduğunu vurgulayan Ay, bu amaçla çalışmalar yaptıklarını belirtti.
İmam hatip lisesinden 1999 yılında mezun olduğuna işaret eden Ay, “O zamanlar imam hatip mezunu çocuklar çok da şanslı değildi. Tıp okumak istemiştim ki yeteri kadar puan da almıştım ama katsayı adaletsizliği nedeniyle biyoloji öğretmenliğine girmiştim. Çok sevinmedim de çok üzülmedim de. En azından fen alanında bir bölüm okudum.” dedi.
Lisans eğitiminin ardından yüksek lisansa başladığını anlatan Ay, şöyle devam etti:
“Bilim alanında, fen alanında bir şeyler üretmek istiyordum. Asıl hedefim akademisyen, bilim insanı olmaktı. Yüksek lisansımı finanse etmek için bir iş yapmam gerekiyordu. Memur bir babanın okuyan 4 çocuğundan en büyüğü olunca bir şeyler yapma görevi size düşüyor. Ben de polis olmaya karar verdim. O sırada önüme çıkan ilk iş fırsatı oydu. 4 yıl boyunca polislik, çoğunlukla da trafik polisliği yaptım. Bu sürede yüksek lisansımı bitirdim. Polislik yaparken, sokakta araçların park etmesini önlerken ya da trafik cezası yazarken aklım yaptığım işte ama asıl amacım akademisyen, bilim insanı olmaktı. Bu aklımdan hiç çıkmadı.”
Yaptığı işi kendisini amacına götüren bir faktör olarak gördü
Doktoraya başlamayı planladığını ama bunun polislikle aynı anda yapılacak bir iş olmadığına dikkati çeken Ay, “Bunun için ayıracağınız vakit, polislikten kalan vakitten çok daha fazlaydı. Bu yüzden 4 yılın sonunda polislikten istifa ettim. Araştırma görevlisi olarak işe ve doktorama başladım.” diye konuştu.
Ay, hep iyi bir bilim insanı olmayı hayal ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Zor bir yolculuğa çıktığımı söyleyenler oldu. İdealleriniz uzakta görünse bile ortam şartları ne kadar zor olursa olsun, yaptığınız meslek bir ayak bağı değil, sizi daha çok çalışmaya sevk eden bir faktör haline geliyor. Trafik polisliği benim için öyle oldu. Zaten her ikisi de ülke için, insanlık için çalışan önemli, kutsal meslekler. Trafik polisi olarak insanların güvenliğini sağlıyorsunuz, bilim insanı olarak da insanlığın faydasına olabilecek bilim ve teknolojiyi üretmeye çalışıyorsunuz.”