Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, bu yıl 17’ncisi düzenlenen etkinlik, Güney Kore’nin başkenti Seul’de, tüm dünyadan 624 firma ve toplam 22 bin kişinin katılımı ile gerçekleştirildi.
Etkinlikle biyoteknolojik ilaç alanında yatırım ve iş birliği fırsatları ele alınırken, sektördeki gelişmeler, yenilikler ve güncel eğitimler de konuşuldu.
Etkinlikte öne çıkan ülkeler arasında yer alan Türkiye’ye özel bir panel düzenlendi. “Türkiye: Asya’yı Avrupa’ya Bağlayan Bölgesel Biyoteknolojik İlaç Merkezi” adlı panelde Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin yanı sıra biyoteknoloji alanında mevcut faaliyetleri ile öne çıkan Türk şirketleri Abdi İbrahim İlaç, Biofarma İlaç, Centurion İlaç ve Turgut İlaç’ın üst düzey yöneticileri sunumları ile yer aldı.
Etkinlik kapsamında Türkiye’deki biyobenzer yatırımlar katılımcılara aktarıldı, diğer ülkelerdeki gelişmeler izlendi ve bu alanda büyük başarı sağlayan Güney Kore sistemi hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla Güney Koreli enstitü ve kamu kurumlarıyla bir araya gelindi.
“Amacımız Türkiye’yi biyoteknolojik ilaç alanında cazibe merkezi olarak öne çıkarmak”
Açıklamada görüşlerine yer verilen Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, birçok iş kolunda bölgesel bir yatırım merkezi olarak konumlanan Türkiye’yi biyoteknolojik ilaç alanında da bir cazibe merkezi olarak öne çıkarmanın Yatırım Ofisi olarak öncelikleri arasında olduğunu bildirdi.
Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
“Gelişmiş kamu sağlık politikaları, sağladığı teşvikler, çevre ülkelerdeki pazarlara erişim için stratejik konumu ve güçlü iç pazar gibi değer önerileri ile birçok küresel ilaç şirketinin üretim, AR-GE, yönetim ve dağıtım merkezi olan ülkemizin, ilaç endüstrisindeki yatırım fırsatlarını ve kabiliyetlerini tüm uluslararası etkinliklerde yatırımcılara anlatıyoruz. Sağlık teknolojileri, pazar fırsatları ve uluslararası doğrudan yatırımlar açısından önemli bir potansiyeli olduğuna inandığımız Asya’nın en önemli sağlık sektörü etkinliklerinden olan BIO KOREA 2022 kapsamında düzenlediğimiz panelde Türk ilaç endüstrisinin yetkinliklerini ve başarı hikayelerini uluslararası yatırımcılara iletme imkanı bulduk. Bu vesile ile programdaki paydaşlarımız İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’na, Türkiye Biyoteknolojik İlaç ve Aşı Platformu’na ve kıymetli üyelerine katkılarından dolayı teşekkür ederim.”
“Türk ilaç endüstrisi olarak bu dönüşümde etkin bir oyuncu olmak için var gücümüzle çalışıyoruz”
İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut da dünyanın ilaçta biyoteknoloji devrimi yaşadığını, Türk ilaç endüstrisi olarak bu dönüşümde etkin bir oyuncu olmak için çalıştıklarını aktararak, “Bilgi birikimimiz, alanımızdaki köklü deneyimimiz, yoğun yatırımlarımız, teknolojimiz ve yetkin insan kaynağımızla biz hazırız. Bu alanda başarılı olmamız hem toplum sağlığı hem de milli menfaatlerimiz açısından büyük önem taşıyor. Devletimizin de desteğiyle bu atılımı gerçekleştireceğimize inancımız tam. Bu alanda devletimizden beklentimiz; ülkemizde biyobenzer ilaçların geliştirilmesini ve üretimini destekleyen fiyat, ruhsat ve geri ödeme politikalarının uygulamaya konması ve ürünlerimizin etkin teşvik politikalarıyla desteklenmesidir.” ifadelerini kullandı.
BIO KOREA 2022’nin sektörün dünyaya açılmasını, kendini tanıtmasını sağlayan önemli bir etkinlik olduğunu vurgulayan Barut, “Türk ilaç endüstrisi olarak bu değerli etkinlikte ülke pavilyonuyla yer almaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Endüstrimizi en güçlü şekilde temsil etmemizi sağlayan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığımıza, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Sayın Ahmet Burak Dağlıoğlu ve değerli ekibine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Önümüzdeki süreçte de Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimizle başta BIO Europe 2022 olmak üzere farklı etkinliklerde ülkemizi temsil etmek ve tanıtmak üzere yakın iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Verilen bilgiye göre, son yıllarda biyobenzer ilaç geliştirme ve üretimi alanında 1,1 milyar dolardan fazla yatırım gerçekleştiren Türk şirketleri, Koreli biyoteknoloji şirketlerine iş birliği çağrısında bulunurken, küresel alanda fırsatlar sunan Türkiye’de, yeni biyobenzerlerin devreye girmesiyle birlikte pazarın gelecek yıllarda yükseliş eğilimi göstereceğinin altı çizildi.