Bilim insanlarına göre, ‘Pines’ın şeytanı’ şeklinde adlandırılan parçacık, bazı malzemelerin neden süperiletken olduğunu açıklayabilir ve yeni süperiletken malzemelerin geliştirilmesini sağlayabilir.
Cumhuriyet gazetesinin aktardığına göre, şeytan parçacıklarının varlığıysa teorik olarak ilk kez 70 yıl önce ortaya atılmıştı. Bunlar, plazma adı verilen yüklü parçacık yığınında ortaya çıktığı için bir tür plazmon olarak görülüyor.
Bu tür plazmalar, elektronlar atomların arasında hiçbir atoma çarpmadan akıp gittiğinde oluşabiliyor. Bu da maddeye süperiletken halini veren özellik.
Plazmonlarsa bu plazmada sanki bir parçacıkmış gibi davranan metallerin ışığı yansıtması ve emmesinde önemli rol oynayan titreşimler. Bu özellikleri onları yarı parçacık haline getiriyor.
1956’da fizikçi David Pines, farklı enerjilere sahip iki plazmanın uyumsuz biçimde salındığında özel bir tür plazmon oluşması gerektiğini ortaya atmıştı.
Bunun şeffaf ve elektriksel açıdan nötr olan, ayrıca sese benzer şekilde davranan olağandışı bir plazmon türü olacağını tahmin etmişti.
Öte yandan şeytan parçacığı adı verilen bu plazmon türü, şimdiye dek hiç gözlemlenememişti.
Elektriği hiç direnç göstermeden ileten maddelere süperiletken adı veriliyor. Süperiletkenler, havada adeta uçarak saatte 500 kilometreden hızlı giden maglev trenleri veya uçan kaykaylar gibi yenilikçi teknolojilerin önünü açıyor.
‘Onu aramıyorduk bile’
ABD’deki Illinois Urbana-Champaign Üniversitesi’nden Peter Abbamonte ve meslektaşları, kısa süre önce bu tuhaf parçacığı tespit etmeyi başardı. Ekip, stronsiyum rutenat adı verilen süperiletken bir kristalde şeffaf ve yüksüz parçacığın varlığını saptadı. Abbamonte, “Şeytan parçacıklarının var olduğu uzun süredir tahmin ediliyor ama deneyciler onları hiç inceleyemedi. Aslında biz de onu aramıyorduk bile. Ama tam olarak doğru şeyi yaptığımız ortaya çıktı ve onu bulduk” dedi.