Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksinin bu yıl alış ağırlıklı seyrini koruması bekleniyor.
Küresel bazda artan enflasyon baskısı sonrası “şahinleşen” önemli merkez bankaları ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, pay piyasaları için başlıca risk unsurları olmayı sürdürüyor.
AA Finans Analisti ve Stratejist Cüneyt Paksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “şahinleşen” merkez bankaları nedeniyle gözlerin özellikle ABD Merkez Bankası’na (Fed) çevrildiğini ifade ederek, “Son toplantıda 3 faiz artışından bahseden ve tahvil alımında azaltımı sürdüren Fed’in ne kadar şahin olacağı, yüksek seviyelerde işlem gören ABD borsaları ve buna paralel tüm borsalar için kritik önemde.” dedi.
Paksoy, 2022’nin, borsalar için oynaklığın arttığı ve ara ara her iki yönde sert hareketlerin görülebileceği bir yıl olma potansiyeli taşıdığını belirterek, S&P 500 endeksinin 4.600-4.700 üzerinde kaldıkça küresel pay piyasalarındaki yükseliş eğilimini desteklemesinin bekleneceğini söyledi.
Borsa İstanbul’da son dönemde yaşanan yükselişin önemli bir bölümünün çok sert bir düşüş ile geri verildiğini kaydeden Paksoy, şimdilik bu düşüşün sindirilmeye çalışıldığını, yükseliş trendinin ise hala teknik ve temel gerekçelerle masada olduğunu ifade etti.
Yurt dışı piyasalarda yaşanabilecek gelişmeler dışında yurt içi piyasalarda da gündemin yoğun olduğuna işaret eden Paksoy, 2022’de gözlerin ağırlıklı olarak yeni ekonomik modelin getireceği sonuçlar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikası adımları, yapısal reform süreci, yüksek seyreden enflasyon ve buna bağlı dolar/TL ve tahvil tarafındaki hareketlerde olacağını bildirdi.
Yeni rekorlara rağmen dolar/TL tarafında yaşanan sürece bağlı olarak Borsa İstanbul’un hala net ucuzluğunu koruduğunu belirten Paksoy, “Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksinin iç ve dış dinamiklerinde çok negatif kırılmalar olmadıkça dolar bazlı 1,85, 2,00 ve 2,20-2,50 sent sıralı hedefler yıl boyunca masada olacak.” dedi.
Özellikle BIST 100 endeksi içindeki büyük ölçekli ve hikayesi güçlü hisselerin önde olduğunu aktaran Paksoy, banka ve sanayi hisseleri başta olmak üzere birçok sektörün 2022’de devrede olabileceğini söyledi.
Paksoy, BIST 100 endeksini temkinli iyimserlikle takip etmenin mantıklı olacağını ifade ederek, “Teknik olarak BIST 100 endeksine TL bazlı bakıldığında, yaşanan düzeltmenin 1.500-1.650 bandı üzerinde veya içinde karşılandıkça tüm zamanların rekor seviyesini de içinde barındıran 2.400-2.650 geniş bandının ilk önemli potansiyel hedef olacağını söyleyebiliriz. BIST 100 endeksinde teknik olarak yıl içerisinde 2.800-3.000’lere kadar uzanma ihtimali de bulunuyor.” diye konuştu.
“Omicron varyantı, 2022’de hisse senedi piyasaları için büyük bir risk”
İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz da 2022 için oldukça fazla belirsizlik bulunduğunu aktararak, “Belirsizlikler her ne kadar modelleme yapmayı zorlaştırsa da yapılan değerlemeler, BIST 100 endeksinin 2022 sonunda 2.700-3.000 puanlara ulaşabileceğini gösteriyor.” dedi.
Yılmaz, özellikle ihracatçı sanayi şirketlerinin 2022’de de ön planda bulunmasının mümkün olduğunu, buna karşın yurt dışında özellikle Fed’in varlık alımlarını azaltma ve faiz artırımı adımlarının hisse senedi piyasasında kar realizasyonunu beraberinde getirebileceğini söyledi.
Fed’in kararlarının yurt içi piyasalara yansımasının şimdiden tahmin edilmesinin zor olduğunu vurgulayan Yılmaz, Omicron varyantının 2022’de hisse senedi piyasaları için büyük bir risk oluşturduğunu kaydetti.
“Borsada yükselişin devam edebilmesi için yabancı kurumsal yatırımcının gelmesi önem taşıyor”
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan ise borsadaki görünümün; yabancı kurumsal yatırımcının gelip gelmeyeceği senaryoya göre ikiye ayrıldığını söyledi.
Yabancı yatırımcının son bir aydır alım yapmamakla birlikte satış tarafında olduğunu belirten Erkan, “Yerlilerin bir kısmı borsadan çıktı, yeni mevduat sistemine gidiyor. Getiri arayışı oraya yönlendirdi.” dedi.
Erkan, yatırım ortamında güven sağlanması, fiyat istikrarının sürdürülebilmesi ve parasal politikada genel kabul görmüş ekonomik tercihlerin yabancı ilgisini destekleyebileceğini ifade etti.
Kur Korumalı TL vadeli mevduat ürününün tanıtılmasından sonra TL mevduatların yeniden yatırım alternatifi olarak oyuna girdiğini belirten Erkan, şunları kaydetti:
“Yeni ekonomik modelde TL faizlerin alabildiğine düşük tutulması, borçlanma maliyetlerindeki azalmanın firmaları yatırıma yöneltmesi ve ihracat/istihdam dinamikleri ile cari fazla vererek aktivitesini ve döviz girişini hızlandıran bir ekonomik transformasyon ortaya konuluyor. Negatif faiz algısıyla Borsa İstanbul’a gelen yatırımcıların bir kısmının yeni mevduat sistemini tercih etmesi nedeniyle borsada yükselişin devam edebilmesi için yabancı kurumsal yatırımcının gelmesi önem taşıyor. Küresel likiditeye bağlı bir trend çizilebilir. Özellikle yılın son 3 ayında yaşanan ayrışma son bulabilir.”