Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, küresel pay piyasalarının son yılların en sert düşüşünü yaşadığı ilk 6 ayda sergilediği performansla dünya genelinden pozitif ayrıştı.
İlk yarıda küresel bazda merkez bankalarının agresifleşen “şahin” politikaları, Rusya-Ukrayna savaşı, tedarik zincirindeki sıkıntılar ve emtia fiyatlarındaki yükselişle küresel pay piyasaları satış ağırlıklı bir seyir izledi.
BIST 100 endeksi ise son dönemde küresel pay piyasalarındaki sert düşüşe paralel kazançlarını kısmen geri verse de ilk yarıda yatırımcısına yüzde 29,48’lik getiri sağladı.
Sektör endeksleri bazında incelendiğinde en fazla kazandıran yüzde 116,77 ile ulaştırma endeksi olurken, ulaştırmayı, yüzde 60,06 ile elektrik ve yüzde 49,97 ile gayrimenkul yatırım ortaklığı izledi. En çok kaybettiren ise yüzde 16,06 ile turizm endeksi oldu.
İlk yarıda bankacılık endeksi yüzde 21,72 ve holding endeksi yüzde 40,22 yükseldi.
BIST 100 endeksi hisse bazında incelendiğinde, ilk yarıda en çok kazandıran hisseler yüzde 370 ile İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, yüzde 245 ile Çan2 Termik ve yüzde 167 ile Alarko Holding oldu. En çok kaybettiren ise yüzde 63 ile Kütahya Porselen olarak kayıtlara geçti.
“BIST 100 endeksinde 2,00-2,50 sent hedefi hala geçerli”
Stratejist Cüneyt Paksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel bazda devam eden risklere karşın yaklaşan bilanço dönemiyle birlikte banka hisseleri başta olmak üzere yüksek karlılık potansiyeli taşıyan şirketlerin BIST 100 endeksini yukarı taşıyabileceğini söyledi.
Küresel piyasaların zorlu geçen hazirandan sonra “daha zorlu” ve “çok daha sıcak” geçebilecek temmuz ayına hazırlık yaptığını belirten Paksoy, ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) sıkılaştırıcı adımlarının pay piyasalarını baskılamaya devam edebileceğini kaydetti.
Paksoy, artan resesyon tehlikesinin de fiyatlamalara dahil olduğuna işaret ederek, küresel pay piyasalarında yükseliş eğilimi için teknik açıdan özellikle S&P 500 endeksinin 4.000 puanın üzerine yükselmesi gerektiğini ifade etti.
BIST 100 endeksinin, ciddi şekilde azalmaya devam eden yabancı payına rağmen yerli yatırımcı refleksi ve sınai endeksi gibi önemli alt endekslerin desteğiyle rekor seviyelere çıktığını belirten Paksoy, söz konusu pozitif ayrışmanın son günlerde yerini sınırlı da olsa düzeltme sürecine bıraktığını söyledi.
Paksoy, büyüme sürecine ve devam eden ihracat potansiyeline paralel olarak güçlü bilançoların ve hikayesi olan güçlü şirketlerin çokluğunun temel bazda BIST 100 endeksini ucuz tutmaya devam ettiğini aktararak, “Teknik kriterlerle baktığımızda da rekorlara rağmen dolar bazlı grafiklerde daha yolun çok başında olmamız, gelecek için potansiyel sunmayı sürdürüyor.” dedi.
Bununla birlikte düzeltme sürecinin her an sertleşme ihtimaline karşın temkinli olmakta fayda bulunduğunu ifade eden Paksoy, gelecek dönemde yurt içi ve dışı kaynaklı birçok faktörün fiyatlamalara etkilerinin yakından takip edileceğini bildirdi.
Paksoy, teknik açıdan 2.400-2.485 bandı üzerinde güç kazandıkça son dönem tepkilerin satışla karşılaştığı 2.500-2.600 bandının geçilmesinin yeniden yükselişe dönebilme adına oldukça önemli teknik bir kriter olacağını vurgulayarak, dolar bazlı 1.40-1.60 sent bandı içinde güç arayan BlST 100 endeksi için 2.00-2.50 sent potansiyelinin de hala geçerli bir senaryo olduğunu söyledi.
Bilançoların temmuzdan itibaren fiyatlamalara dahil olması bekleniyor
Alnus Yatırım Araştırma Direktörü Volkan Dükkancık da BIST 100 endeksinin yılın ilk yarısında yurt dışından önemli derecede pozitif ayrıştığını ifade ederek, son dönemde ise hem arka arkaya açıklanan makroihtiyati tedbirler hem de dönem dönem gündeme gelen enflasyon muhasebesine yönelik tartışmaların piyasaları bir miktar baskıladığını belirtti.
Yılın ilk yarısında dolar/TL ve gram altının getirilerinin yüzde 25 düzeyinde, ilk 6 aydaki kümüle enflasyonun ise yüzde 39 civarında gerçekleştiğini anımsatan Dükkancık, “Bu açıdan bakıldığında alternatif yatırım araçları içerisinde en iyi getiriyi yüzde 29,5 ile BIST 100 endeksi sunmuş olmakla birlikte ilk çeyrekteki enflasyon üzeri getiriyi yılın ilk yarısında sunamamış.” değerlendirmesinde bulundu.
Dükkancık, yılın ilk yarısında enflasyon ve büyüme arasında sıkışan yurt dışı borsalarında yüzde 30’a varan kayıplar yaşandığını ve MSCI dünya endeksinin ilk 6 ayı yüzde 19’luk kayıpla kapattığını hatırlatarak, bu dönemde MSCI Türkiye endeksinin yüzde 29’luk getiri ile çok önemli bir pozitif ayrışma sergilediğini ifade etti.
Başta Fed olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adımlarının yılın ikinci yarısında da oynaklığa neden olabileceğini aktaran Dükkancık, “Bununla birlikte 2021’in son çeyreğinden itibaren içeride enflasyon ve değersiz TL üzerine kurulan senaryoyla yoluna devam eden BIST 100 endeksinin, kur ve enflasyondaki mevcut eğilimin devam etmesi nedeniyle yukarı yönlü potansiyelini korumayı sürdüreceğini düşünüyoruz.” dedi.
Dükkancık, özellikle Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) endeksli tahvillerin ve bankaların lehinde gelişmeye devam eden kredi/mevduat makasının etkisiyle bankacılık sektörünün rekor karlar açıkladığını, ikinci çeyrekte yoğunlaşan yüksek enerji fiyatları ve artan maliyetlerin ise bazı sınai şirketlerinin kar marjları üzerinde baskı oluşturmaya başladığını söyledi.
Bilançolardaki benzer eğilimlerin yılın ikinci yarısında da devam etmesini beklediklerini aktaran Dükkancık, bu nedenle ağustos başında gelecek ikinci çeyrek bilançolarına yönelik fiyatlamaların temmuz ayı ile birlikte tekrar öne çıkabileceğini kaydetti.