ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Kongre’ye brifinginde ‘Tayvan’ın potansiyel saldırıya karşı kendini savunması için gereken tüm araçlara sahip olmasını garantiye almaya kararlı olduklarını’ söyledi. Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda konuşan Blinken, potansiyel saldırganlığa ‘Çin’in on yıllardır yürürlükte olan statükoyu bozmak için tek taraflı eyleminin dahil olduğunu’ da dile getirdi. Üstüne üstlük ABD donanmasının Arleigh Burke sınıfı güdümlü füze destroyeri USS Sampson, Tayvan Boğazı’ndan geçiş yaptı. Washington’ın bu manevralarına Pekin’den tepki geldi.
‘Tayvan’ın potansiyel saldırıya karşı koymasını garantiye almak için ABD’nin gücü dahilinde her şeyi yaptığını, bu kapsamda yerli askeri sanayiyi desteklediğini, üçüncü taraf transferlerini hızlandırdığını ve adanın asimetrik caydırıcılık yeteneklerini güçlendirmesine yardımcı olduğunu’ anlatan Blinken, ABD’nin 2017’den bu yana Tayvan’a yaklaşık 20 milyar dolarlık silah satışı ve 2.5 milyar dolarlık doğrudan ticari satış yaptığını aktardı.
Komisyon Başkanı Senatör Bob Menendez, Çin’in Tayvan’ı ele geçirmesi halinde en kaliteli yarı iletken pazarına hakim olacağını, zira Tayvan’ın küresel piyasadaki yarı iletkenlerin yüzde 90’ını ürettiğini söyledi. Menendez, ABD’nin Tayvan’ın yardımına koşmamasının müttefikler ve olası ortaklarda ‘Tayvan için yapmazlarsa bizim için hiç yapmazlar’ düşüncesi uyandıracağını dile getirdi.
Menendez’e hak veren Blinken, Washington’ın en gelişmiş yarı iletkenler konusunda Pekin’e karşı teknolojik üstünlüğü olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
“Başkan Joe Biden’in yönetimi Tayvan, Japonya, Hollanda ve diğer ülkelerle birlikte en üst kalite yarı iletkenlerin Çin’e transfer edilmemesini ya da Çin’in onları üretecek teknolojiyi ele geçirmemesini garantiye almak için çalışıyor. Tayvan bunun ayrılmaz parçası.”
Tayvan’ı ‘tek Çin’ ilkesi içinde gören Pekin’den “Blinken’ın açıklamasını kınıyor ve reddediyoruz” tepkisi geldi.
Çin Dışişleri Sözcüsü Wang Wenbin, ‘ABD tarafında 1.4 milyar Çinlinin ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü savunmadaki güçlü iradesini, kararlılığını ve kabiliyetini küçümsememesini’ tavsiye etti.
Çin ile ABD’nin 1979’da diplomatik ilişki kurmasından beri mevcut yönetim dahil ABD yönetimlerinin tümünün ‘tek Çin’ politikasına bağlı kalmayı taahhüt ettiğini hatırlatan Wang, ‘Washington’ın taahhüdünden vazgeçmesinin Tayvan’ı tehlikeli sulara iteceğini ve ABD’nin kendisine dayanılmaz maliyetler getireceğini’ belirtti.
ABD liderliğinin bir yandan ‘Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemediğini’ söylerken diğer yandan Tayvan’a silah satmayı ve resmi temas kurmayı kesmeyerek ‘Tayvan bağımsızlık güçlerine’ yanlış sinyaller gönderdiğini dile getiren Wang, şu vurguyu yaptı:
“Çin’in yeniden birleşmesi tarihsel bir eğilimdir, durdurulamaz ve Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın temelini tek Çin ilkesi oluşturmaktadır.”
ABD’nin USS Sampson güdümlü füze destroyerinin Çin ile Tayvan arasında 160 km genişliğindeki Tayvan Boğazı’ndan geçişine, ABD’nin Japonya merkezli 7. Filosu, “ABD’nin özgür ve açık bir Hint-Pasifik’e olan bağlılığını gösteriyor” açıklamasını getirdi.
Çin ordusundan ise kınama geldi. Halk Kurtuluş Ordusu Doğu Kanadı Komutanlığı Sözcüsü Shi Yi, Washington’ı savaş gemisi geçirerek ‘kamuoyuna şov yaptığı’ tepkisini gösterdi.
ABD’nin sık sık kışkırtıcı eylemlerle ‘Tayvan bağımsızlık güçlerine’ yanlış sinyaller gönderdiğini ve Tayvan Boğazı’ndaki barış ve istikrarı kasten baltaladığını söyleyen Shi, “Çin buna kesinlikle karşı çıkıyor” dedi.