Birlemiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurence, ABD’deki üniversitelerde düzenlenen Filistin’e destek eylemlerine polisin müdahalesi ve Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde yer alan Nasır Hastanesi yerleşkesinde bulunan toplu mezarlara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
“(Filistin’e destek gösterilerinde) ABD’deki üniversitelerde yüzlerce öğrencinin gözaltına alınmasından büyük endişe duyuyoruz.” diyen Laurence, bazı durumlarda polisin protestolara oldukça sert müdahalesinin olduğunu bildirdi.
İfade ve toplanma hakkı özgürlüğünün unutulmaması gerektiğini vurgulayan Laurence, “Herkesin barışçıl protesto düzenleme hakkı vardır ve bunu yaparken engellenmemelidir.” dedi.
Laurence, protestolarda “antisemitizm” ve “İslam karşıtlığına” dair haberler de duyduklarını belirtirken, bunların da kınanması ve durdurulması gerektiğine dikkati çekti.
“İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’de akan kanın durmasını isteyen bu gösterilerin ‘antisemitik’ olduğunu iddia etti. Bu çok ağır bir suçlama değil mi?” sorusunu yanıtlayan Laurence, insanların protesto etme ve siyasi görüşlerini ifade etme hakkının olduğunu hatırlattı.
Laurence, “Siyasi görüşlere saygı duydukları sürece, insanların Gazze’de yaşanan ve trajik olan olaylara ilişkin fikirlerini açıklamalarına ve görüşlerini ifade etmelerine izin veriliyor. Bu görüşlerini ifade etme hakkına sahip olmaları gerektiğini biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gazze’de bulunan toplu mezarlara ilişkin
İsrail ordusunun, 4 aylık karadan işgal sürecinin ardından 7 Nisan’da Han Yunus’tan çekilmesinin ardından Nasır Hastanesi yerleşkesinde bulunan toplu mezara ilişkin soruyu da yanıtlayan Laurence, Nasır ve Şifa Hastaneleri yerleşkelerinde çok sayıda cesedin bulunmasına ilişkin tam bir bilgiye sahip olmadıklarını belirtti.
Gazze’deki resmi kaynaklar, sivil toplum ve medya aracılığıyla bu konuya ilişkin bilgiye eriştiklerini kaydeden Laurence, “Şu anda bilmediğimiz şey, cesetleri bulunan insanlara ne olduğu, onların nasıl öldüğü veya öldürüldüğü, gömüldükleri koşullar.” dedi.
Laurence, bu konuda 7 Ekim 2023 sonrası ve hatta öncesi için bağımsız bir soruşturmanın etkin olması gerektiğini söylerken, bu soruşturmanın uluslararası bir unsurunun bulunmasının zorunlu olduğunu da belirtti.
ABD’deki üniversitelerde Filistin protestoları
Columbia Üniversitesinde Filistin destekçisi öğrenciler, okulun, Gazze’deki soykırımı ve Filistin işgalini destekleyen şirketlere devam eden finansal yatırımlarını protesto amacıyla kampüsün bahçesinde oturma eylemi başlatmıştı.
Üniversite yönetiminin talebiyle polis, 108 öğrenciyi gözaltına almış, okul yönetimi de eyleme karışan 80 civarında öğrenciye okuldan uzaklaştırma cezası vermişti.
Columbia Üniversitesindeki Filistin destekçisi gösteriler, New York Üniversitesi (NYU), Yale Üniversitesi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Tufts Üniversitesi, The New School ve Kuzey Carolina Üniversitesi gibi ABD’nin diğer önde gelen yükseköğrenim kurumlarına da yayılmıştı.
Öte yandan, İsrail yanlısı siyasetçi ve gruplar, ABD’deki öğrenci eylemleriyle “Yahudi düşmanlığı” yapıldığını öne sürerek, protestoların dağıtılması için Ulusal Muhafız birliklerinin kullanılması çağrısında bulunmuştu.
ABD’nin New Jersey eyaletindeki Rutgers Üniversitesi İslami Yaşam Merkezi’ne Ramazan Bayramı’nda yapılan saldırı da Müslüman öğrencileri ve toplum üyelerini endişelendirmiş, antisemitizm iddiaları sürerken bununla ABD’deki İslamofobi vakalarındaki artışa tekrar dikkat çekilmişti.
– Gazze’deki toplu mezarlar
İsrail ordusunun aylar süren saldırı ve işgalinin ardından çekildiği Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde toplu mezarlar ortaya çıkarılmıştı.
Filistin resmi haber ajansı WAFA, Gazze’deki sağlık kaynaklarından aktardığı haberinde, arama kurtarma ekiplerinin Nasır Hastanesi kompleksinde bulunan toplu mezardan İsrail askerleri tarafından öldürülen kadın ve erkek çeşitli yaş gruplarından 190 kişinin cesedini çıkardığını duyurmuştu.
Gazzeli yetkililer, toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin çoğunun, çocuklar da dahil olmak üzere, öldürülmeden önce işkenceye maruz kaldığını gösterdiği yönünde açıklamada bulunmuştu.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, 23 Nisan’da, söz konusu toplu mezarlarla ilgili ABD’nin soruşturma başlatması veya dahil olmasının mümkün olmadığını belirterek, İsrail’in yapacağı soruşturmayı takip edeceklerini söylemişti.