Birleşmiş Milletler Afet Riski Azaltma Ofisi (UNDRR), Dünya Tsunami Farkındalık Günü’nde, tsunamilerden korunmak için erken uyarı ve önlem sisteminin tabana yayılması konusunda çağrıda bulundu.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Aralık 2015’te, 5 Kasım’ı “Dünya Tsunami Farkındalık Günü” olarak belirledi.
Dünya Tsunami Farkındalık Günü, uluslararası organlar ve sivil toplum aracılığıyla tsunami farkındalığını artırmaya ve riski azaltmaya yönelik yenilikçi yaklaşımları paylaşmayı amaçlıyor.
Can ve mal kaybına sebebiyet veren doğa olaylarının arasında en üst sırada yer alan tsunami, nadir meydana gelse de öncesinde yaşanan depremle “doğal afetlerin en ölümcülü” olarak biliniyor.
Dünya Tsunami Farkındalık Günü, yıllar boyunca yaşanan acı deneyimler sonucunda tsunaminin etkilerini azaltma konusunda edindiği uzmanlıkla Japonya’nın öncülüğünde ortaya çıktı.
UNDRR, BM sisteminin geri kalanıyla iş birliği içinde Dünya Tsunami Farkındalık Günü’nün kutlanmasına olanak sağlıyor.
Dünya nüfusunun 2030’a kadar tahmini olarak yüzde 50’sinin sel, fırtına ve tsunamilere maruz kalan kıyı bölgelerinde yaşayacağı tahmin ediliyor.
Tsunaminin etkilerini azaltmaya yönelik planlara ve politikalara sahip olmanın, daha fazla direnç oluşturmaya ve risk altındaki nüfusları korumaya yardımcı olacağı düşünülüyor.
“Erken uyarı ve önlem”
UNDRR, Dünya Tsunami Farkındalık Günü’nde, küresel olarak afet risklerini azaltmayı hedefleyen Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi’nde (2015-2030) yer alan “Çoklu tehlike erken uyarı sistemlerinin ulaşılabilirliğini 2030 yılına kadar artırma” hedefi kapsamında erken uyarıyı ve erken eylemi herkes yönelik genişletmek için çalışmaya çağırdı.
Sendai Çerçevesi, 18 Mart 2015’te Japonya’nın Sendai kentinde düzenlenen Üçüncü BM Dünya Afet Riskini Azaltma Konferansı’nda kabul edildi.
Bu kapsamda yer alan Hedef G, 2030 yılına kadar çoklu tehlike erken uyarı sistemlerinin ve afet risk bilgilerinin ve değerlendirmelerinin insanlara erişimini ve mevcudiyetini önemli ölçüde artırmayı amaçlıyor.
UNDRR Genel Sekreteri Mami Mizutori, Dünya Tsunami Farkındalık Günü kapsamında hazırlanan bir bilgilendirme videosunda, “Erken uyarı ve önlem, tsunamilerden korunmak için en etkili araçlar olmaya devam ediyor.” dedi.
Mizutori, artık her kıyı topluluğunun bir tsunami erken uyarı sistemi tarafından kapsanmasını sağlayacak teknoloji ve araçların bulunduğunu, ancak hala boşlukların olduğunu söyledi.
Erken uyarı sistemleri hakkında bilgi veren Mizutori, şunları kaydetti:
“İlk olarak, erken uyarı sistemleri, ne kadar uzak veya hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar risk altındaki her kişiyi kapsamalıdır. İkincisi, tsunami erken uyarı sistemleri çoklu riskleri kapsamalıdır çünkü tüm tsunamiler depremlerden kaynaklanmaz. Üçüncüsü, sistemler tam olsa bile topluluklar bazen karşılaştıkları risklere veya uyarılara nasıl yanıt vereceklerinin farkında değildir. Topluluklar erken önlem almaya hazır olmalıdır.”
Tarihin en büyük 10 tsunamisi
20 Eylül 1498’de Japonya’nın Enshunada Denizi’nde 8,3 büyüklüğünde bir deprem olduğu tahmin ediliyor. Deprem sonucu oluşan tsunaminin Kii, Mikawa, Surugu, Izu ve Sagami kıyılarını etkilediği ve 31 bin kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.
18 Ocak 1586’da Japonya’nın Ise Bay bölgesinde meydana gelen 8,2 büyüklüğündeki deprem tsunamiye neden oldu ve dalgalar 6 metreye kadar yükseldi. Can kaybı sayısı bilinmiyor.
28 Ekim 1707’de yine Japonya Nankaido’da meydana gelen 8,4 büyüklüğündeki depremin Kyushyu, Şikoku ve Honshin kıyılarını etkilediği ve dalgaların 25 metreye kadar yükseldiği belirtiliyor. Tsunaminin etkilediği bölgede çok sayıda yerleşim yerinin hasar gördüğü ve yaklaşık 30 bin can kaybının yaşandığı kayıtlara geçti.
1 Kasım 1755’te Portekiz’in başkenti Lizbon’da meydana gelen 8,5 büyüklüğündeki deprem sonrası oluşan 30 metre yüksekliğindeki dalgalar, Portekiz ve Güney İspanya’nın batı kıyısındaki birçok şehri ve Fas’ı ciddi bir şekilde etkiledi. Deprem ve tsunami sonrası Portekiz, Fas ve İspanya’da yaklaşık 6 bin kişi hayatını kaybetti.
24 Nisan 1771’de Japonya’nın Ryukyu Adaları’nda gerçekleşen 7,4 büyüklüğündeki depremin bölgedeki birçok adayı etkilediği, 85 metre yüksekliğindeki dalgaların en büyük zararı Ishigaki Adası’na verdiği belirtiliyor. Bu felakette yaklaşık 12 bin kişinin öldüğü ifade ediliyor.
13 Ağustos 1868’de Şili’nin kuzeyinde 8,5 büyüklüğündeki depremden sonra oluşan ve dalga boyu 21 metre olduğu tahmin edilen tsunaminin ise 3 gün sürdüğü ve yaklaşık 25 bin kişinin ölümüne neden olduğu kayıtlara yansıdı.
27 Ağustos 1883’te Endonezya’da Krakatau Kaldera volkanının patlaması sonucu meydana gelen tsunami, Anjer ve Merak kasabalarını yıktı. Tsunami sonucu 38 bin, volkanik patlama sonucu ise 2 bin kişi olmak üzere toplam 40 bin insanın hayatını kaybettiği açıklandı.
15 Haziran 1896’de Japonya’nın Sanriku bölgesinde 7,6 olarak tahmin edilen deprem ve ardından gerçekleşen tsunaminin 11 binden fazla evi yıktığı 22 bin kişinin de ölümüne neden olduğu belirtiliyor. 38 metre yükselen dalgaların ayrıca Çin’in doğu kıyılarını etkilediği ve 4 bin kişinin ölümüne neden olduğu raporlarda yer aldı.
26 Aralık 2004’te Endonezya’nın Sumatra kıyılarında 9,1 büyüklüğündeki deprem sonrası tsunami felaketi yaşandı. 30 kilometre derinlikte meydana geldiği tahmin edilen deprem sonrası oluşan 50 metre yükseklikteki dalgalar Meubolah, Sumatra’da 5 kilometre içeriye kadar ilerledi. Olayda yaklaşık 230 bin kişi hayatını kaybetti.
11 Mart 2011’de Japonya’nın Kuzey Pasifik kıyısında meydana gelen tsunami 18 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Japonya’nın doğu kıyısında oluşan 10 metre yüksekliğindeki dalgalar, 452 bin kişinin geçici barınaklara taşınmasına neden oldu.