Lynk, yazılı açıklamasında, İsrail güvenlik güçlerinin Mescid-i Aksa ve işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini değerlendirdi.
Son haftalarda İsrail’in saldırganlığındaki artışın, 55 yıldır süren işgali sürdürmek için gerçekleştiğini belirten Lynk, “Uluslararası camianın bu zorbalık karşısında hareketsiz kalması sadece daha fazla zorbalığı teşvik edecektir.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in sağlamlaştırılmış işgalinin, Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığı politikası “apartheid”dan farksız olduğunu vurgulayan Lynk, “Zorbalık ve geniş çaplı insan hak ihlalleri, eşitsizliğe dayanan ilişkilerden miras kalmıştır. Tarih bizlere, istenmeyenlerin kurduğu düzenin şiddete dayalı olarak varlığını sürdürdüğüne ve karşılığında şiddet gördüğüne dair acı dersler vermektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in şiddeti 2014’ten bu yana doruğa çıktı
Lynk, İsrail’in Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerinin son 16 aydır sürekli arttığının ve 2014’ten bu yana en yüksek noktaya çıktığının altını çizerek, kalıcı bir işgalin Filistinlilere hiçbir siyasi ufuk ve umut değil, sadece çaresizlik verdiğinin altını çizdi.
İsrail’in Filistinlilere uyguladığı baskıların bölgede şiddeti daha fazla körükleyeceği uyarısında bulunan Lynk, “Yükselen şiddetin geri çevrilmesi için uluslararası camianın bu işgalin tamamen ve hızlı bir şekilde sonlandırılması çağrısı yaparak umut vermesi gerekir.” ifadesini kullandı.
Lynk, uluslararası camiaya, “Gazze’de 15 yıldır süren ablukanın BM Güvenlik Konseyi 1860 numaralı kararı uyarınca kaldırılması”, “İsrail’in Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki yerleşim faaliyetlerini derhal durdurması”, “işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan Filistinlilerin hareket özgürlüğünün sağlanması” ve “Filistin yönetiminin serbest ve adil bir ortamda seçim yapabilmesini” sağlamak için somut adımlar atma çağrısında bulundu.