BM Güvenlik Konseyi’nde, İsrail-Filistin sorununa ilişkin gelişmeler ele alındı.
- İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda can kaybı 19 bin 667’ye yükseldi
- Sağlık sisteminin giderek kötüleştiği Gazze, büyük salgın riskiyle karşı karşıya
- UNICEF: Gazze Şeridi, dünyada çocuk olmak için hala en tehlikeli yer
- Gazze’deki hükümet: İsrail’in 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarda 97 gazeteci öldürüldü
BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland, toplantıda, üye ülkeleri video konferans yoluyla bilgilendirdi.
Wennesland, Gazze Şeridi’ne insani yardımların çok zor koşullarda ulaştırıldığını, yerinden edilme ve süren çatışmalar nedeniyle insani yardım sisteminin çöküşün eşiğine geldiğini ifade etti.
Gazze’deki durumun daha geniş bir bölgeye yayılma riskinden endişe duymaya devam ettiğini belirten Wennesland, Lübnan ve İsrail arasında bulunan ve “Mavi Hat” olarak tanımlanan bölgede her gün karşılıklı ateş açıldığını, bunun bölgesel istikrar için çok büyük bir tehdit teşkil ettiğini bildirdi.
Wennesland, “İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların büyüklüğü ve Gazze’deki ölüm ve yıkımın boyutu daha önce görülmemiş boyutlarda ve buna tanıklık etmek çok zor. Gazze’de sivillerin öldürülmesini tartışmasız bir şekilde kınıyorum.” dedi.
Gazze’deki insani durumdan derin endişe duyduğunu dile getiren Wennesland, Batı Şeria’daki gelişmeleri de endişeyle takip ettiğini belirtti.
Wennesland, Filistinliler ve İsrail güvenlik güçleri arasındaki “çatışmaların” ölüm ve gözaltıyla sonuçlandığını ifade ederek, “Güvenlik güçleri en üst düzeyde itidal göstermeli ve hayat korumak için sadece başka seçenek kalmadığında ölümcül güce başvurmalı.” diye konuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrailli yerleşimcilerin ölümcül saldırılarından endişe duyduğunu belirten Wennesland, “Şiddete başvuranlar hesap vermeli ve adalete teslim edilmeli.” ifadesini kullandı.
Wennesland, bazı liderlerin şiddet ve sivillerin ölümünü teşvik eden söylemleri karşısında dehşete düştüğünü dile getirerek, bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te İsrail’in yerleşim yerlerinin genişlemesine tepki gösteren Wennesland, bunun gelecekte bağımsız Filistin Devleti’nin varlığını tehdit ettiğini kaydetti.
İsrail’in Gazze’yi işgalinde 7 Ekim sonrası
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim’de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında en az 8 bini çocuk, 6 bin 200’ü kadın olmak üzere, 19 bin 667 Filistinli öldü. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 131’i karadan işgal sürecinde olmak üzere 463 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım’da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün uzatılan “insani ara”da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan, İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 301 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 24 Lübnanlı sivil, 113 Hizbullah mensubu ile 5 İsrailli sivil ve 6 İsrail askeri öldü.
Gazze’de silah zoruyla abluka altında yerinden edilen 1,9 milyon Filistinli, barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetlerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor.