Türk, BM binasında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
BM’deki her istişarede insan haklarının temelde olması gerektiğinin altını çizen Türk, özellikle Orta Doğu’da son 1 yıldaki gelişmeler ışığında bunun daha da önemli olduğuna işaret etti.
“Gazze’de kriz, İsrailli yetkililerin aldığı kararla ortaya çıktı”
Türk, BM Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması’nın (IPC) son raporunun sonuçlarının “korkunç ötesi” olduğunu, tüm Gazze’de kıtlık riskinin sürdüğünü ifade ederek “Dünya bunun gerçekleşmesine izin veremez. Bu kriz, temelinde İsrailli yetkililerinin aldığı kararla ortaya çıkmış durumda. İsrailli yetkililerin acil şekilde durumu değiştirmek ellerinde.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in uluslararası insancıl hukuk uyarınca Gazze’ye gıda, tıbbi malzeme ve insani yardım akışını kolaylaştırma yükümlü olduğunun altını çizen Türk, “Maalesef, sahadaki gerçek Gazze’ye yardımın sadece damladığını gösteriyor.” uyarısında bulundu.
“Zorla yerinden edilme savaş suçu teşkil eder”
İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk, Gazze’de büyük boyutlu zorla yerinden edilmelerin uluslararası hukuka uygun bir şekilde gerçekleşmediğine dair ciddi endişeler bulunduğunu belirterek “Gazze’nin kuzeyindeki toplumun büyük bir kısmının zorla yerinden edilmesi, savaş suçu teşkil eder.” dedi.
Lübnan’da da şiddetin arttığına işaret eden Türk, BM barış güçlerine yönelik saldırıların da savaş suçu teşkil edebileceğini vurguladı.
Türk, “Bu mantıksız gerginliğin sonlanması gerekiyor. Ateşkes şart.” ifadelerini kullandı.
İsrailli yetkililerle irtibatta olup olmadığına ilişkin ise Türk, kendisi ve ofisinin irtibat kurmaya çalıştığını ancak ilişkilerin “çok karmaşık” olduğunu dile getirdi.
Türk, birkaç kez İsrail hükümetine yazdığını, 7 Ekim 2023’teki olayları da incelemek istediğini belirttiğini ancak hiç cevap alamadığını söyledi.
“Gazeteciler insan hakları savunucularıdır”
İsrail’in gazetecileri hedef almasıyla ilgili ise Türk, “Özellikle savaş bölgelerinde çalışan gazeteciler insan hakları savunucularıdır.” dedi.
Türk, gazeteciler olmadan kendilerinin de işlerini yapamayacağını belirterek gazetecilerin korunmasının azami öneme sahip olduğunun altını çizdi.
“Silah sevkiyatı yapan ülkelerin sorumlulukları var”
Cenevre Sözleşmesi uyarınca silah sevkiyatı yapan ülkelerin sorumlulukları bulunduğunu kaydeden Türk, söz konusu silahların savaş suçları, insanlığa karşı suçlar işlemek için kullanılmadığından emin olunması gerektiğini dile getirdi.
AA muhabirinin, “Almanya, İsrail’e ihraç ettiği silahların soykırımda kullanılmayacağını teyit etmesi için bir belge istediğini kabul etti. Sizce bunun için sadece bir belge ya da mektup yeterli mi? Bir anlam ifade ediyor mu?” sorusunu yanıtlayan Türk, şunları kaydetti:
“Uluslararası insancıl hukuka göre yükümlülüklerden bahsederken bazı çerçevelere ve insan haklarına uyulması önemli. Bu noktada da güvencelerin yanı sıra sahada gerçekten ne olduğunu analiz etmek gerekiyor. Silahların ne amaçla kullanıldığını bilmek gerekiyor.”
“Eğer savaşla her şeyin çözüleceği inancı artarsa, bu dünya için çok endişe verici olur”
Türk, Orta Doğu’nun yanı sıra Ukrayna, Sudan ve Myanmar dahil birçok yerde ihtilafların sürdüğünü kaydederek uluslararası toplumun felaketin önüne geçmesi gerektiğini belirtti.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından erozyon başladığını bunun zamanla savaşta sivil ölümleri kabullenmeye doğru gittiğini aktaran Türk, “Eğer savaşla her şeyin çözüleceği inancı artarsa bu, dünya için çok endişe verici olur.” diye konuştu.
Türk, bu nedenle insan haklarının giderek daha da önemli bir hal aldığını ve temel değerlere dönüş yapılması gerektiğini söyledi.