Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, görevini tam tamamlamış hissine sahip olmadan ayrıldığını belirterek “Çatışmaları sonlandırma konusunda başarılı olamadık.” dedi.
Sağlık sorunları nedeniyle haziran sonunda görevden ayrılacağını bildiren Griffiths, New York’taki BM binasında gazetecilerle son kez bir araya geldi.
Griffiths, dünya genelinde 300 milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğunu, yardım sağlamak için gerekli miktarın 49 milyar dolar olarak belirlendiğini ifade etti.
Bu miktarın sadece 8 milyar dolarını toplayabildiklerini aktaran Griffiths, “Durum hiç bu kadar zor ve kötü olmamıştı.” diye konuştu.
Griffiths, bazı krizlerin daha fazla gündemde kaldığını ya da yeni bir krizin diğerinin önüne geçtiğini belirterek kendisi 2021’de göreve başladığında odak noktasının Etiyopya olduğunu, sonra Afganistan’a geçtiğini ve Ukrayna’da savaşın başlamasıyla dikkatlerin oraya çekildiğini aktardı.
Daha sonra da Sudan ve Gazze’deki durumun ana gündem maddesi olduğunu ifade eden Griffiths, diğer taraftan Suriye, Haiti ve Yemen gibi yerlerde durumun halen çok kötü olduğunu kaydetti.
“Dünya, ben göreve başladığım 2021’den daha kötü bir durumda”
Griffiths, “Bu nedenle görevimi tam tamamlamış hissiyle ayrılamıyorum. Dünya, ben göreve başladığım 2021’den daha kötü bir durumda.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin rolüyle imzalanan Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın çok önemli bir insani diplomasi zaferi olduğuna işaret eden Griffiths, “düşmanların” dünyanın iyiliği için birleşebildiğini gösterdiğini söyledi.
Sudan’da 5 milyon kişinin kıtlığın eşiğinde olduğuna işaret eden Griffiths, bu çatışmanın engellenebileceğini ancak başarı sağlanamadığını belirterek “Çatışmaları sonlandırma konusunda başarılı olamadık.” dedi.
Griffiths, BM Güvenlik Konseyi’nde sivilleri korumaya yönelik kabul edilen kararın iyi bir karar olduğunu belirterek “Ancak Tanrı biliyor ki dünya kötü bir yer.” değerlendirmesini yaptı.
BM yetkililerinin sözleri dinlendiğinde de bunun ortaya çıktığına işaret eden Griffiths, BM’nin kurucularının söz verdiği üzere diyaloğa başvurulmadığını, BM Şartı’nın her türlü ihlal edildiğini bildirdi.
Griffiths, Afganistan ve Yemen’de fırsatların yeterince iyi değerlendirilmediğine de işaret etti.
“Gazze’den ayrılmayacağız”
Gazze’ye insani yardımlar hakkında da konuşan Griffiths, “Gazze’den ayrılmayacağız. Ancak mevcut operasyon yeterli sonuç vermiyor.” ifadelerini kullandı.
Gerekli yardım düzeyinin “yakınından bile geçmediklerini” aktaran Griffiths, çocuklar arasında gıdasızlığın arttığını söyledi.
Griffiths, “İnsanlara yeterli yemek vermezseniz ne olur? İnsanlar aç kalır, hastalanır ve ölür.” diye konuştu.
Yardım dağıtımını “planlanması mümkün” olmayarak tanımlayan Griffiths, aylardır ateşkes çağrısında bulunduklarını anımsattı.
Özel sektörden ürün girişleri yerine insani yardım girişine öncelik verilmesi gerektiğinin de altını çizen Griffiths, Gazze halkının gelen ürünleri alacak parası olmadığına dikkati çekti.
Griffiths, Gazze’de suç oranının artmasının yeterli yardım sağlanmamasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek insanların kamyonlara saldırmak zorunda kaldığını, bunu kınamadığını söyledi.
ABD’nin yüzen iskelesiyle ilgili ise Griffiths, projeye netlik kazandırmak için anlaşma dönemine bizzat dahil olduğunu ifade etti.
Griffiths, bu çerçevede BM Dünya Gıda Programı’nın dağıtımı yapması konusunda anlaşma sağlandığını, uzun müzakereler sonrasında İsrailli güçlerin de bulunacağı alanlarda çalışmaya yönelik çekinceleri gidermek için anlaşma sağlandığını bildirdi.
Gazze’de “savaş sonrası yeniden inşa” dönemi hakkında BM’nin temel rol oynayacağını düşündüğünü aktaran Griffiths, “Ancak BM barış gücünün Gazze’ye konuşlandırılması fikirleri gerçek dışı.” değerlendirmesini yaptı.
Griffiths, cezasız kalma konusunda çok daha “agresif bir tutuma” sahip olunması gerektiğinin altını çizerek bunun sürmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti.
Gazze’de insani yardım çalışanlarını öldürülenler, sağlık tesislerini bombalayanların cezalandırılmadığını kaydeden Griffiths, bunun Ukrayna ve Sudan için de geçerli olduğunu sözlerine ekledi.