İsrail’in Gazze’ye saldırılarının birinci yılında AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan BM İnsan Hakları Ofisi Sözcüsü Shamdasani, uluslararası insancıl hukuk ihlallerinin boyutlarını anlattı.
İsrail’in saldırılarında uluslararası insan hakları hukuku ile uluslararası insancıl hukuka uymadığına dikkati çeken Shamdasani, özellikle de sivillerin korunması gibi önemli konular hakkında ciddi soru işaretleri uyandıran pek çok olaya şahit olduklarını belirtti.
Shamdasani, meydana gelen çeşitli şiddet olayına atıfta bulunarak, okullara, insani yardım çalışanlarına yapılan saldırıları, zorla yerinden edilmeleri ve rapor edilen toplu mezarları hatırlattı.
Saldırılarda hastane ve ambulansların da hedef alındığını, insani yardımların engellenmesiyle Filistin halkının çektiği acıların daha da arttığını kaydeden Shamdasani, “Tüm bu eylemler uluslararası insancıl hukukun çok ciddi ihlalleri anlamına gelebilir.” dedi.
“İsrail’in cezasız kalması bölgedeki çatışmayı körüklüyor”
İsrail’in cezasız kalmasının Orta Doğu’daki “çatışmayı körüklediğini” vurgulayan Sözcü Shamdasani, “Ciddi insan hakları ihlalleri cezasız kaldığında, çatışmanın tarafları daha da yüzsüzleşiyor.” ifadesini kullandı.
Shamdasani, bu cezasızlığın sonuçlarının ağır olduğunu ve bölgede artan bir “intikam, şiddet ve adaletsizlik” döngüsüne yol açtığını belirterek, “Uluslararası insancıl hukuka bağlı kalmadan daha fazla askeri eylem gerçekleştirebilecekleri konusunda kendilerine çok daha fazla güveniyorlar.” diye konuştu.
Adaleti sağlamak için sahip olunan çok sayıda mekanizmaya rağmen hesap verebilirlik yönünde sınırlı ilerleme kaydedildiğini aktaran Shamdasani, bu kısıtlı ilerlemeden duyduğu endişeyi dile getirdi.
Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) müdahil olmasının önemli olduğunu vurgulayan Shamdasani, adaletin sağlanması sorumluluğunun devletlere de ait olduğunu kaydetti.
Shamdasani, “Hesap verebilirlik konusunda ısrar etmek, insan hakları ihlallerinin olduğu söylenen büyük olayların soruşturulmasında ısrar etmek için ikili diplomasiyi kullanmak, ciddi ihlallerin sorumlularından hesap sormak için kendi ulusal mahkemelerinizde evrensel yargı yetkisini kullanmak gibi birçok yol var.” dedi.
İhlalleri belgelemenin önemi
Gazze’ye sınırlı erişimin yarattığı zorluklara rağmen BM İnsan Hakları Ofisinin çatışmanın etkilerini kayıt altına almak için önemli çabalar sarf ettiğini belirten Shamdasani, “Neler olup bittiğini objektif şekilde, propagandadansa gerçeklere dayanarak belgelememiz çok önemli.” ifadesini kullandı.
Shamdasani, gazetecilerin ve araştırmacıların Gazze’ye serbestçe girememesinin bu süreci zora soktuğunu kaydederek, Gazze’ye kısıtlı erişimin meydana gelen şiddet olaylarının zamanında soruşturulması çabalarını da zorlaştırdığını belirtti.
Hesap verebilirliğe doğru bazı adımlar
İsrail’e karşı yaptırımların uygulanması, varlıkların dondurulması ve seyahat yasakları gibi bazı adımlar atıldığını vurgulayan BM İnsan Hakları Ofisi Sözcüsü Shamdasani, bunların, “cezasızlık sorununu” çözmek için yeterli olmadığını söyledi.
Shamdasani, “Hesap verebilirliğe yönelik bazı çok küçük adımlar var ancak bunlar yeterli değil. Ne yazık ki, yaşanan ihlaller büyük ölçüde cezasız kalmakta.” dedi.
Soruşturma başlatılsa bile bunların genellikle adaleti sağlamakta başarısız olduğunu savunan Shamdasani, “Örneğin İsrail makamları bir soruşturma başlattıklarını duyurduklarında bile, çoğu zaman bunun failler ve mağdurlar için hesap verebilirlik ve adaletle sonuçlandığını göremiyorsunuz.” ifadesini kullandı.
Çatışmaya dahil taraflara silah sağlayanlara Cenevre Sözleşmeleri kapsamındaki yasal sorumluluklarını hatırlatan Sözcü Shamdasani, uluslararası topluma, özellikle de güçlü devletlere, çatışmanın taraflarını eylemlerinden sorumlu tutma konusunda daha güçlü bir rol üstlenmeleri çağrısında bulundu.
“Meşru müdafaa hakkı size uluslararası insancıl hukuku ihlal etme hakkı vermez”
Karşılaşılan zorluklara rağmen uluslararası hukukun korunması yönündeki çabaların sürdürülmesinin öneminin altını çizen Shamdasani, uluslararası hukuka saygı konusunda ısrarcı olunması gerektiğini aktardı.
Shamdasani, “Meşru müdafaa hakkı size uluslararası insancıl hukuku ihlal etme hakkı vermez. Sonuçlarından endişe etmeden sivilleri öldürme hakkı da vermez.” dedi.
BM Güvenlik Konseyi (BMGK) ve BM üyesi devletlerin, hesap verebilirlik, ateşkes, esir takasının sağlanması konusunda ısrarcı olmalarının önemine dikkati çeken Shamdasani, iki devletli bir çözümün hayata geçirilmesine yönelik adımlar atılmasının da oldukça önemli olacağını vurguladı.
Sözcü Shamdasani, sürdürülebilir barışa giden yolun “hesap verebilirlik ve uzun vadeli siyasi çözüm”den geçtiğini belirterek, “Bunun olması için güçlü devletlerin çatışmanın tarafları üzerindeki nüfuzlarını doğru şekilde kullanmasına ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı.
Uluslararası insancıl hukukun göz ardı edilmeye devam edilmesinin Gazze’de vahim bir durum ortaya çıkardığını kaydeden Shamdasani, uluslararası hukukun güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.