Birleşmiş Milletler (BM) Myanmar Özel Temsilcisi Christine Schraner Burgener, BM Güvenlik Konseyi’nin Myanmar’a ilişkin kapalı oturumunda yaptığı konuşmada, Myanmar ordusunun 1 Şubat darbesinden bu yana, darbe karşıtlarını uyguladığı bastırma politikasının şiddetini son derece artırdığına işaret ederek uluslararası toplumun yaşananlara itiraz etmesinin ve Myanmar demokrasisine sahip çıkması için Güvenlik Konseyi üyelerinin de güçlü bir birliktelik göstermesinin önemine vurgu yaptı.
Myanmar ordusunu, Güvenlik Konseyi’nin kararlarına kulak asmadığı yönünde eleştiren Burgener, “Myanmar konusunda birliğinize her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Şiddetin sona ermesi ve demokratik kurumların yeniden kurulması için baskı yapmak ve BM ilkelerini ciddi şekilde zayıflatmaya devam eden askeri darbeyi kınamak için güçlü olmalıyız.” şeklinde konuştu.
Myanmar’da askeri darbe karşıtı protestolarda, barışçıl göstericilerin üzerine keskin nişancılar tarafından ateş açıldığını gösteren kayıtlar olduğunu belirten Burgener, gözaltına alınan Devlet Başkanı Win Myint, Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii ile diğer yetkili ve iktidar partisi yöneticilerinin “derhal ve koşulsuz serbest bırakılması” çağrısında bulundu.
Arakan Müslümanlarının durumuna değindi
Myanmar Özel Temsilcisi Burgener, şubat başından bu yana yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı yapılan çalışmaların da büyük zarar gördüğünü belirttiği konuşmasında, Arakanlı Müslümanların içinde bulunduğu insani koşullara da değindi.
Burgener, “Kamplarda hala alıkonulan 126 bin Rohingya’nın (Arakanlı Müslüman) hareket özgürlüğü ve evlerine dönmeleri hususunda kalıcı bir çözüm sağlamak için gerçek bir ilerleme kaydedilmesi gerekiyor.” dedi.
“Yarım çözümlerin zamanı geçti.” diyen Burgener, müreffeh, istikrarlı, birleşik ve açık bir Myanmar’ın geleceğinin, azınlıkların veya savunmasız toplulukların bastırılması veya dışlanması üzerine inşa edilemeyeceğini vurguladı.
Myanmar’da darbe
Myanmar ordusu, kendine yakın siyasi grupların, 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddialarını ortaya atması ve ülkede siyasi gerilimin yükselmesinin ardından 1 Şubat’ta yönetime el koydu.
Ordu, Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına aldı ve 1 yıllığına olağanüstü hal (OHAL) ilan etti.
Türkiye darbeyi kınadı. Batı ülkelerinden çeşitli tepkiler ve eleştiriler geldi.
Myanmarlılar, 6 Şubat’ta demokrasiye dönüş talebiyle gösterilere başladı. Güvenlik güçlerinin silahlı müdahalelerinde 56 gösterici hayatını kaybetti.
Ülkede geniş katılımlı gösteriler ve gözaltındaki üst düzey hükümet yetkililerinin askeri mahkemede yargılanmaları sürüyor.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Myanmar’ın Arakan eyaletinde 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan’daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
BM’ye göre, Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtlamıştı.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.