Genel Kurul’da oylamaya sunulan tasarı, aleyhteki 9 oya karşı lehteki 99 oyla kabul edildi.
Rusya’dan Zaporijya Nükleer Santrali’nden asker ve personelini acilen çekmesini, tesisi derhal Ukrayna’ya iade etmesini talep eden karar tasarısının aleyhine oy kullanan ülkeler Rusya, Belarus, Küba, Eritre, Mali, Nikaragua, Suriye, Burundi ve Kuzey Kore olurken Çin, Hindistan ve Güney Afrika’nın aralarında olduğu 60 ülke de çekimser kaldı.
Kararda bu santraldeki nükleer tehlikesi ve güvenlik durumundan duyulan “ciddi endişe” ifade edilirken, Ukrayna’nın tam kontrolüne geri verilmesinin santralin emniyet ve güvenliğini sağlayacağı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının “güvenli, verimli ve etkili koruma tedbirleri almasına” imkan tanıyacağı belirtildi.
Rusya’nın “Ukrayna’ya yönelik saldırganlığına derhal son vermesi” ve tüm askerlerini geri çekmesi talebinin yinelendiği kararda, BM’nin Ukrayna’nın “egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne” olan bağlılığı bir kez daha teyit edildi.
6 nükleer reaktöre sahip Zaporijya Nükleer Santrali, Ukrayna’nın güneydoğusunda cephe hatlarına yakın Rus kontrolündeki bölgede yer alıyor ve sürekli çapraz ateş altında kalıyor.
Ukrayna’dan Zaporijya Nükleer Santrali uyarısı
Tasarıyı Genel Kurul’a getiren Ukrayna’nın BM Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya, Rusya’nın “nükleer güvenliğin temel ilkelerini ihlal etmeye devam ettiğini” ve tesise saldırmayı sürdürdüğünü ileri sürdü.
Kyslytsya, Ukrayna ve komşu ülkelerin 1986’da Çernobil Santrali’nde meydana gelen nükleer patlamanın “feci sonuçlarına” maruz kaldığını hatırlatarak, Zaporijya’da meydana gelebilecek olası bir patlamanın sonuçlarının çok daha feci olacağı uyarısında bulundu.
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Yardımcısı Dmitry Polyansky ise kararı kabul eden ülkeleri, “Ukrayna’daki nükleer tesislere yönelik tehditlerin kaynağına ilişkin yanlış Batı anlatısını desteklemekle” suçladı.
Polyansky, Ukrayna’daki nükleer tesislere yönelik tek tehdidin Kiev’in “Zaporijya Nükleer Santrali’ne, altyapısına ve santral çalışanları ile ailelerinin yaşadığı yakın şehre yönelik düzenli ve pervasız saldırıları” olduğunu savundu.