Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), Sudan’da 20 aydır devam eden savaşın yavaşlayacağına dair hiçbir işaret olmadığını bildirdi.
BMMYK Güney Sudan Temsilcisi Marie-Helene Verney, yaptığı yazılı açıklamada, Güney Sudan’a son dönemde gelen göçmen sayısındaki artışla başa çıkmak için fonların yetersiz olduğunu ve bunun sınır bölgelerindeki hizmetleri aksattığını belirtti.
Ani akına destek olmak için yapılan insani müdahalenin “acı verici derecede yetersiz finanse edildiğini” ifade eden Verney, bu yıl insanların ihtiyaçlarının yalnızca yüzde 24’ünün karşılandığını dile getirdi.
Verney, Sudan’ın (Güney Sudan’a yakın) Beyaz Nil, Sinnar ve Mavi Nil eyaletlerinde çatışmaların tırmanmasının ardından üç haftadan kısa bir sürede 80 binden fazla kişinin Güney Sudan’a sığındığı bilgisini paylaşırken, Sudan’da 20 aydır devam eden savaşın yavaşlayacağına dair hiçbir işaret olmadığını söyledi.
Güney Sudan’a ulaşanların büyük çoğunluğunu kritik insani yardım ihtiyaçları olan kadınlar ve çocuklar oluşturduğuna dikkati çeken Verney, bunların çoğunlukla uzak ve ulaşılması zor sınır kapılarından geçerek küçük sınır köylerine yerleştiklerine işaret etti.
Sudan’dan Güney Sudan’a yaklaşık 1 milyon kişi geçti
Verney, Sudan’da çatışmaların başladığı nisan 2023’ten bu yana Güney Sudan’a yaklaşık 1 milyon kişinin giriş yaptığını hatırlatarak, “Mülteciler ve geri dönen Güney Sudanlılar derme çatma barınaklarda kalıyor, bazıları da ağaçların altında yaşıyor.” dedi.
Sınır bölgelerindeki sınırlı hizmetlere ve kaynaklara rağmen, birçok kişinin Sudan’daki güvenlik durumunun iyileşmesi umuduyla daha iç kesimlere ilerlemediklerini aktaran Verney, Sudan ile Güney Sudan arasındaki ana sınır kapısı olan Joda’da yapılan değerlendirmelerde, yetersiz beslenme oranlarının acil durum eşiğinin aşıldığını tespit edildiğini dile getirdi.
Verney, ilaçların tükendiğini ve gıda kaynaklarının kritik düzeyde azaldığını belirterek, bunun özellikle beş yaş altı çocuklar ile hamile ve emziren kadınlar için beslenme durumunu kötüleştirdiğini ifade etti.
“Temiz su eksikliği ve yetersiz tuvalet ve sanitasyon tesisleri de durumu daha da kötüleştiriyor.” şeklinde konuşan Verney, kolera ve diğer ölümcül hastalıkların yayılmasının gerçek bir risk oluşturduğunu ve yerel sağlık tesislerinin ya sınırlı ya da işlevsiz olduğu değerlendirmesinde bulundu.