Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonunun, 2011 yılından itibaren 24 Aralık 2020’ye kadarki dönemi kapsayan, Suriye’de insan haklarının durumuna ilişkin hazırladığı 31 sayfalık rapor yayımlandı.
Raporda Suriye’de savaşın sonlandırılması, barış ve adaletin getirilmesi için uluslararası çabaların yeniden canlandırılması gerektiği, Suriye’de sivil halka karşı soykırım suçu dahil insan hakları hukukunu ihlal eden suçlar işlendiği vurgulandı.
Raporda, 2013’ten bu yana tarafların etki alanlarını nasıl arttırdığına ilişkin bir harita kullanıldı. Haritada, tarafların, özellikle Esed rejimi güçlerinin, Suriyelilerin hakları pahasına etki alanlarını sürekli artırmaya çalıştığı belirtildi.
Öte yandan, Suriye’de 10. yılına girilen iç savaşta, nüfusun yarıdan fazlasının yerinden edildiği, şehirlerin enkaz haline geldiği, kent merkezlerindeki Suriyelilerin karadan ve havadan yürütülen saldırıların hedefi olduğu, sivillerin kimyasal silah saldırılarına maruz kaldığı belirtildi.
Bununla birlikte, Suriyelilerin, bazıları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından onaylanan kuşatma kararlarıyla insani yardımlara getirilen “utanç verici” kısıtlamalar nedeniyle açlığa dayanmak zorunda kaldığı belirtildi.
Raporda, çatışmanın taraflarının bölgede işlenen suçlara ilişkin şeffaf bir soruşturmanın yapılması ve delillerin kamuoyu ile paylaşılması konusunda isteksizliklerini koruduğu, savaş delillerinin korunmasına ve cezai kovuşturmalara yönelik daha yenilikçi ve kapsayıcı bir adalet anlayışının benimsenmesi gerektiği vurgulandı.
Konsey raporunda ayrıca BMGK tarafından onaylanan, Esed rejimini ve diğer silahlı grupları destekleyen kilit ülkeler tarafından uygulanacak kalıcı, hakiki bir ateşkes çağrısında bulunuldu.
Komisyon Başkanı Paulo Pinherio, çatışmanın taraflarının, uluslararası toplumun seçici müdahalesinden ve ihmalkarlığından faydalandığını belirterek “acımasız ve otoriter” Esed rejiminin muhalefeti bastırmak için uyguladığı ezici şiddetin bedelini Suriye halkının ödediğini dile getirdi.
Rapora ilişkin açıklama yapan komisyon üyesi Karen Koning Abuzayd da geçmişte mültecilere ev sahipliği yapmış bir ülkede, bu kadar ihtiyaç duyulduğu halde insani yardımların on yıldır sürekli olarak ertelenmesinin, engellenmesinin ve araçsallaştırılmasının “insafsızlık” olduğunu vurguladı. Abuzayd, bölgede, hangi tarafın kontrolünde olduğuna bakılmaksızın gıda ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçların sağlanması gerektiğini dile getirdi.
Abuzayd, çatışmalarda sağlık sektörünün kasıtlı olarak hedef alınmasının, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadeleyi de zorlaştırdığını belirtti.
Bir diğer komisyon üyesi Hanny Megally de BMGK’deki “eylemsizliğin”, diğer alanlardaki eylemleri engellememesi gerektiğini ve adalet alanında yeni girişimlerde bulunmak için çok geç kalındığını dile getirdi.
Megally, savaş mağdurlarının adalet ve hesap verilmesine ilişkin taleplerinin kalıcı barışın kurucu unsuru olduğuna dikkati çekti.
Rapor, BM Cenevre Ofisi’nde devam eden BM İnsan Hakları Konseyinin 46. oturumunda 11 Mart’ta sunulacak.