Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, yaptığı yazılı açıklamada, Tunus Cumhurbaşkanı Said’in 6 Şubat’ta Yüksek Yargı Konseyini feshetme kararı ve konsey üyelerine yönelik internet ortamında gelen tehditlere değindi.
Alınan kararın Tunus’ta hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığını zedelediğini kaydeden Bachelet, “Yüksek Yargı Konseyinin feshedilmesi, Tunus’un uluslararası insan hakları hukuku altındaki sorumluluklarını açık bir şekilde ihlaldir.” ifadesini kullandı.
Bachelet, 2016’da kurulan konseyin, ülkede hukukun üstünlüğü açısından büyük bir adım teşkil ettiğine vurgu yaparak “Ülkedeki kanunları uluslararası standartlar uyarınca daha adil kılmak için daha çok şey yapılması gerekiyor fakat bu kararla çok yanlış bir adım atıldı.” değerlendirmesinde bulundu.
Bachelet, konsey çalışanları hakkında internet ortamında nefret söylemi ve tehdit içerikli kampanyaların da yapıldığı bilgisini paylaştı ve güvenlik güçlerinin, konsey çalışanlarının güvenliğini sağlamakla sorumlu olduğunun altını çizdi.
Yüksek Yargı Konseyinin feshedilmesinin, ülkede 25 Temmuz 2021’de parlamentonun feshedilmesiyle başlayan süreci daha kötüye götürdüğüne dikkati çeken Bachelet, Tunus Cumhurbaşkanı Said’e, konseyin işleyişini yeniden sağlama çağrısında bulundu.
Tunus’ta siyasi kriz
Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz 2021’de ilan ettiği olağanüstü kararlarla parlamentonun çalışmalarını dondurmuş ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmıştı.
Said, 22 Eylül’de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı. Cumhurbaşkanı’nın aldığı tüm bu kararlar, ülkede bir tür “istisnai durum” oluşmasına yol açmıştı.
Ülkedeki siyasi ve sivil toplumdan birçok kesim Said’in kararlarını “darbe” olarak nitelendiriyor ve Tunus’un demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.
Yüksek Yargı Konseyinin feshi
Cumhurbaşkanı Said, Başbakan Necla Buden Ramazan ile görüşmesinde, 6 Şubat’ta Yüksek Yargı Konseyinin feshedildiğini duyurdu.
Said “Yüksek Yargı Konseyi feshedildi ama ben yargıya asla dokunmayacağım. Çözüm için bu kararı almak zorunluluk haline gelmişti.” açıklamasında bulundu.
Kararın ardından birçok siyasi parti, yargı mensubu ve sivil toplum kuruluşu, kararın yasal olmadığı gerekçesiyle Said’e tepki gösterdi.