BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinden (OHCHR) uzmanların yaptığı açıklamada, UAD’nin, İsrail’in Doğu Kudüs dahil Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni kapsayan Filistin topraklarını işgalinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ilan eden ve İsrail’in eylemlerinin ilhak anlamına geldiğini vurgulayan kararının üzerinden 2 ay geçtiği anımsatıldı.
Açıklamada, UAD’nin, İsrail’in hukuka aykırı işgaline ilişkin olarak devletlerin ve uluslararası örgütlerin sorumlulukları konusunda kesin talimatlar verdiğine işaret edilerek, mahkemenin söz konusu kararına uyması için devletlere çağrıda bulunuldu.
UAD’nin kararının temsil ettiği değişim karşısında, ülkelerin felç olduğuna dikkat çekilen açıklamada, devletlerin, yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli adımları atma konusunda isteksiz veya aciz göründüğü kaydedildi.
Açıklamada, işgal altındaki Filistin topraklarında Filistinlilere yönelik yıkıcı saldırıların ve uluslararası toplumun Filistin halkının içinde bulunduğu korkunç durumu görmezden gelmeye devam etmesinin soykırım şiddetini daha da arttırdığına işaret edilerek, “Gazze kuşatma ve yoğun bombardıman altında kalmaya devam etmekte, evler, okullar, hastaneler ve binlerce kişinin barındığı yoğun nüfuslu kamplar rutin olarak saldırıya uğramaktadır. Gazze’de ortaya çıkan çevresel yıkım ve kirlenmenin boyutları hala tam olarak değerlendirilmemiştir.” ifadelerine yer verildi.
Batı Şeria’da Filistinlilere yönelik aşırı şiddet ve gözdağının arttığına vurgu yapılan açıklamada, Cenin, Nablus, Tulkarem ve Tubas şehirlerine ve Filistinlilerin çobanlık yaptığı kırsal bölgelere yönelik askeri saldırıların da giderek yoğunlaştığı kaydedildi.
Açıklamada, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurmak ve hukuksuz işgaline son vermek üzere devletlerin harekete geçmesi gerektiği belirtilerek, “Tüm devletlerin UAD’nin kararına uyma konusunda yasal bir yükümlülüğü vardır.” denildi.
“Diplomatik ilişkiler gözden geçirilmeli, silah ambargosu uygulanmalı”
İşgal altındaki Filistin topraklarının fiziksel karakterinde, demografik ve kurumsal yapısında veya statüsünde herhangi bir değişikliği tanımaktan kaçınılması gerektiği vurgulanan açıklamada, “Devletlerin, İsrail ile olan tüm diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkilerini, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki hukuksuz varlığını desteklemediklerinden ya da buna yardım ve destek sağlamadıklarından emin olmak için derhal gözden geçirmeleri gerekiyor.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistin halkının, Filistin devletinin tanınması da dahil olmak üzere, kendi kaderini tayin hakkını tam olarak kullanabilmesi ve gerçekleştirebilmesi için tüm tedbirlerin alınması gerektiği belirtilerek, İsrail’e yönelik tam bir silah ambargosu uygulanması çağrısında bulunuldu.
İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki hukuksuz varlığına katkıda bulunabilecek ekonomik ilişkilerin, ticari anlaşmaların ve akademik ilişkilerin iptal edilmesinin istendiği açıklamada, işgale ve “apartheid rejime” yardım edebilecek tüm yerli ve yabancı kuruluşların ve bireylerin mal varlıklarının dondurulması dahil çeşitli yaptırımlar uygulanması talep edildi.
Açıklamada, İsrail ordusunda görev yapan çifte vatandaşlar, paralı askerler veya “yerleşimci şiddetine” karışanlar da dahil olmak üzere, işgal altındaki Filistin topraklarında suça karışanlar hakkında soruşturma açılması istendi.
Devletlerden, UAD’nin görüşünde yer alan uluslararası suçları soruşturması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvuruda bulunulması talep edilen açıklamada, “İsrail’in Filistin halkına yönelik yasa dışı işgal, baskı ve saldırılarına son vermek ve nihayetinde hakikati, adaleti ve hesap verebilirliği sağlamak için dünyadaki her siyasi liderin ve sorumlu resmi bakanlığın kapısını çalmanın zamanı geldi. Bunu özellikle mevcut felaketten orantısız bir şekilde etkilenen kadın ve çocuklara borçluyuz.” ifadelerine yer verildi.
UAD’nin, İsrail’in Filistin’i işgaline ilişkin danışma görüşü
UAD Başkanı Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam, 19 Temmuz’daki halka açık oturumda, İsrail’in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin danışma görüşünü açıklamış, işgal altındaki Filistin topraklarının parçalanmış ayrı bölgeler değil “tek bir bölgesel birim” olduğunu bildirmişti.
İsrail’in Gazze’de işgalci güç konumunda bulunduğunu belirten UAD, İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da da işgalci olduğunu ortaya koymuştu.
UAD, ayrıca İsrail’in, Filistin topraklarındaki işgaline “en kısa sürede son vermesi” gerektiğini belirterek, tüm devletlerin de İsrail’in işgal ettiği topraklardaki varlığını hukuki olarak tanımama, yardım veya destek sağlamamakla “yükümlü olduğunu” kaydetmişti.