Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı (UNDP), petrol ve kömür gibi fosil yakıtların insanlar ve çevreye yönelik etkilerine dikkati çekmek için “Yok Oluşu Seçme” kampanyasını başlattı.
Kampanya kapsamında hazırlanan kısa videoda, nesli tükenen bir dinozor, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuşma yaparak fosil yakıtlardan uzak durulması ve “yok oluşun seçilmemesi” çağrısı yapıyor.
UNDP tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yoksul ülkelere iklim kriziyle mücadele için gereken her 1 dolara karşılık, fosil yakıtların finansmanına 4 dolar harcanıyor.
Gelişmekte olan ülkelerin iklim kriziyle mücadelesine yardım için gereken finansmanın 4 katı olan 423 milyar dolar, her yıl fosil yakıtları sübvanse etmek için kullanılıyor.
BM, gelişmekte olan ülkelere iklim kriziyle mücadele için her yıl 100 milyar dolar finansman sağlanması çağrısı yapıyor.
Araştırmada, fosil yakıtlara ayrılan para ile herkese Kovid-19 aşısı yapılabileceğine ya da dünyada aşırı yoksulluğun ortadan kaldırılabileceğine dikkat çekiliyor.
Uluslararası Para Fonuna (IMF) göre, fosil yakıtların çevreye olan maliyeti de göz önünde bulundurulduğunda rakam 6 trilyon dolara çıkıyor.
Araştırmaya göre, fosil yakıtlara ayrılan bu fonlar iklim kriziyle mücadeleyi engellemekle kalmayıp sosyal eşitsizliği de derinleştiriyor.
Gelişmekte olan ülkelerde, fosil yakıtlar için harcanan kamu kaynaklarının yaklaşık yarısı ise nüfusun en zengin yüzde 20’sine fayda sağlıyor.
2015’te varılan Paris İklim Anlaşması’na göre, ikim değişikliğiyle mücadele için küresel sıcaklık artışının yüzyılın sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması hatta 1,5 derece ile sınırlandırılması gerekiyor.
BM Çevre Programının (UNEP) son raporuna göre ise 2050’ye kadar sıfır karbon hedefine ulaşılması için verilen mevcut taahhütler, iklim felaketinin önlenebilmesi için yeterli bulunmuyor.
Paris İklim Anlaşması’na taraf ülkelerin mevcut taahhütleri ile dünya 2,7 santigrat derecelik sıcaklık artışına doğru ilerliyor.
Uzmanlara göre, küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derece ile sınırlandırılabilmesi için sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 55 azaltılması gerekiyor.