BMGK’de ABD ve Japonya tarafından sunulan karar tasarısı oylamaya sunuldu.
Karar tasarısı, 15 üyeli BMGK’de 11 “evet” ve 4 “çekimser” oyla kabul edildi.
Çekimser oy kullanan Rusya’nın tasarıda talep ettiği 3 değişiklik ise veto edildi. Rusya, tasarının uluslararası hukuk alanında yeni kurallara yol açabileceği uyarısında bulunarak bazı ifadelerin değiştirilmesini ve Gazze’deki durumun tasarıya eklenmesini talep etmişti.
Rusya, Kızıldeniz’deki durumun İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, kararda buna atıfta bulunulmasını istemişti.
Saldırılara acil son verme çağrısı
Kararda, 19 Haziran 2023’ten bu yana Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik 24 saldırısı şiddetle kınanırken, Husilerin saldırılara acilen son vermeleri talep edildi.
Husilerin İsrail bağlantılı bir ticaret gemisi olan Galaxy Leader’ın mürettebatını serbest bırakması çağrısına yer verilen kararda, “Ticari gemilerin seyrüsefer hakları ve serbestisine uluslararası hukuk uyarınca saygı duyulmalıdır.” ifadesi kullanıldı.
Kararda, üye ülkelerin uluslararası hukuk uyarınca gemilerini saldırılardan koruma hakkına sahip olduğunun altı çizilirken, bölgesel gerginliğe yol açan çatışmaların temel nedenlerinin giderilmesi gerektiği belirtildi.
Kızıldeniz’de yaşananlar
Son dönemlerde Yemen’deki Husilerin, İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşılık olarak ticari gemilere yönelik eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz’deki seferlerini durdurma kararı almıştı.
Pentagon, 6 Aralık’ta Yemen’deki Husi güçlerinin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası “Deniz Görev Gücü” kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirmiş, 18 Aralık’ta da “Refah Muhafızı Operasyonu” adında çok uluslu bir misyonun oluşturulduğunu duyurmuştu.
Husilerin saldırıları, Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sinin yapıldığı Süveyş Kanalı’ndan geçişleri tehlikeye atarken, Kızıldeniz’de ticari gemilerin uğradığı saldırılar ve şirketlerin pes peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir “tedarik zinciri krizinin” başlayacağına ilişkin endişeleri artırmıştı.