Myanmar’da ordunun yönetime el koymasını görüşen ancak ortak açıklama konusunda görüş birliğine varamayan BMGK, ordunun yönetime el koymasına darbe denmesi konusunda uzlaşamadı.
Darbeyi kınamakta da anlaşamayan 15 üyeli BMGK, “ordunun olağanüstü hal ilan etmesinden derin endişe duyulduğu” açıklamasını yaptı.
Gözaltına alınan Myanmar’ın fiili lideri Aung San Suu Çii ve diğer hükümet yetkililerinin “derhal serbest bırakılması” çağrısı yapan BMGK Myanmar’daki demokratik geçisin desteklenmesi, şiddetten kaçınılması, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesi çağrısı yaptı.
Myanmar’da sivil toplumun ve gazetecilerin kısıtlanmasından da endişe duyulduğunu bildiren BMGK, ülkeye güvenli ve engelsiz insani erişim çağrısında bulundu.
Konsey, ayrıca Arakanlı mültecilerin evlerine “güvenli ve onurlu” şekilde dönmesi için gerekli koşullar yaratılması çağrısını yineledi.
Myanmar’da askeri darbe
Myanmar’da 8 Kasım 2020’deki seçimlerin oy sayımında hile yapıldığı iddiaları nedeniyle ülkede gerilim tırmanmıştı. Ordu yanlısı gösterilerin düzenlenmesinin ardından Genelkurmay Başkanlığı, 28 Ocak’ta hükümete seçimlerde hile iddialarına açıklık getirme çağrısında bulunmuştu.
Myanmar ordusu, 1 Şubat’ta yönetime el koymuş, bir yıllığına olağanüstü hal ilan edilmiş, Devlet Başkanı Win Myint, Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii ile iktidar partisi Ulusal Demokrasi Birliğinin (NLD) önde gelen isimleri gözaltına alınmıştı.
İlerleyen günlerde Myanmar ordusu, NLD’nin parti genel merkezi ve yerel teşkilat binalarına baskın düzenleyerek bilgisayar ve dokümanlara el koymuştu.
Ülke idaresini devralan Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing, OHAL’in bitmesinin ardından demokratik seçimlere geri dönüleceği sözünü vermiş, NLD lideri Suu Çii ise halka darbeye karşı protesto çağrısında bulunmuştu.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
BM’ye göre, 25 Ağustos 2017’den sonra Arakan’dan kaçmak zorunda kalan ve Bangladeş’e sığınan 700 binden fazla mülteci bulunuyor. Kamplardaki mültecilerin yarısını ise çocuklar oluşturuyor.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle Arakan’da yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.
Uluslararası medya ve kuruluşların Arakan eyaletine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, bugüne kadar Arakanlı Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri de yerine getirmedi.
Bangladeş’e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar’a dönmelerinin, yeni bir etnik temizliğe yol açacağı endişesini taşıyor.