Borrell, Yüksek Temsilci sıfatıyla katıldığı son AB Liderler Zirvesi öncesi basına yaptığı açıklamada, Orta Doğu’daki durumunun “endişe verici” olduğunu vurgulayarak ABD Başkanı Joe Biden’ın sunduğu İsrail’in 3 aşamadan oluşan yeni bir ateşkes önerisinin uygulanmamasının insani krizin devam etmesine yol açtığını ifade etti.
Borrell, “Bu planı destekleyen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı olmasına rağmen iki taraf bu planı uygulamaya istekli olmadı ve şimdi açlığın devam ettiğini, bombardımanın sürdüğünü, insani yardımın Gazze’ye girmediğini görüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
AB’nin Gazze’deki sivillerin çektiği acıların farkında olduğunu belirten Borrell, “İsrail, insani yardımların geçişini engellemeye ve insanları aç bırakmaya devam ediyor. Bu yüzden AB, bugün bu konuda sert bir dil kullanıyor.” diye konuştu.
Borrell, Gazze’ye ilişkin AB’nin tutumunu, “AB yemek ve su sağlanması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Biz en fazla yardım sağlayanız. İsrail’in sınırı açması ve insani yardımın gelmesine izin vermesi için daha fazla baskı yapan bizdik.” ifadeleriyle dile getirdi.
“Batı Şeria’da şiddeti durdurmak için neler yapmamız gerektiğini tartışmalıyız.” diyen Borrell, Gazze’deki açlık ve bombardımanlar gibi Batı Şeria’daki Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler’in sebep olduğu şiddet olaylarının da “uluslararası toplumun çözmesi gereken” bir konu olduğunu söyledi.
“Avrupa, avro krizinden bu yana savunmaya yeterince yatırım yapmıyor”
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve AB arasında uzun dönemli güvenlik anlaşması imzalanacağını dile getiren Borrell, anlaşmanın askeri, mali, diplomatik ve Rusya’nın dondurulmuş varlıklarından elde edilen karların Ukrayna’ya daha fazla askeri ve savunma desteği sağlamak için kullanılmasını kapsadığını aktardı.
Avro Bölgesi’nde 2009’da başlayan ekonomik krizden bu yana Avrupa ülkelerinin savunmaya yeterince yatırım yapmadığını ve bu durumun telafi edilebilmesi için büyük miktarlarda finansmana ihtiyaç duyulacağını söyleyen Borrell, şunları kaydetti:
“Bu kolay olmayacak çünkü ne üye ülkelerin ne de AB’nin büyük bir hamle yapmak için yeterli kaynağı var. Ancak avro krizinden bu yana Avrupa’nın savunmaya yeterince yatırım yapmadığı açık ve savaş başladığında askeri stoklarımızın sınırın altında olduğunun farkına vardık. Askeri teçhizatımızın neredeyse yüzde 75’ini AB dışından satın almak zorunda kaldık. Bu ekonomik olarak sürdürülebilir değil. Jeostratejik bir oyuncu böyle davranamaz.”