ABD-Avrupa Birliği (AB) Enerji Konseyi Bakanlar Toplantısı kapsamında Washington’da bulunan Borrell, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Son günlerde bölgenin, Rusya’nın neden olduğu jeopolitik türbülansın etkisinde kaldığını ifade eden Borrell, enerji konusunun ise Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin merkezinde olduğunu söyledi.
Borrell, “Çünkü Rusya, Avrupa’ya sağladığı önemli enerji tedarikini jeopolitik kazanımlar için bir etki aracı olarak kullanmak konusunda tereddüt etmiyor ve AB’deki enerji fiyatları bir yıl önceye göre 6 ile 10 kat arasında arttı. Bunun tüketicilerin ve ekonominin rekabetçiliği üzerinde çok etkisi var.” diye konuştu.
Avrupa’nın bir an önce enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi gerektiğini vurgulayan Borrell, Avrupa’da enerji tüketiminin büyük ölçüde gaz ve kömüre dayandığını, bunun da yenilenebilir enerjiye dönmek için iyi bir gösterge olduğunu kaydetti.
“AB olarak ABD ve NATO’nun Rusya’ya verdiği yanıtı memnuniyetle karşılıyoruz”
ABD ve NATO ile Rusya arasında güvenlik garantileri konusundaki yazışmalara ilişkin değerlendirmede bulunan Borrell, “AB olarak, ABD ve NATO’nun Avrupa güvenliği üzerine koordinasyon konusunda Rusya’ya verdiği yanıtlardaki unsurları memnuniyetle karşılıyoruz.” dedi.
Borrell, bu yanıtların, birlik ve kararlılıklarını, krizin diplomatik yollarla çözümü için halen alan olduğunu gösterdiğine dikkat çekti.
Diplomasinin kendileri için öncelik olduğunu kaydeden Borrell, “Aynı zamanda, Ukrayna’ya karşı bir daha saldırganlık gösterilirse bu sefer çok daha ağır bedellerin söz konusu olacağına yönelik kararlılığımız da devam ediyor. En iyisini diliyoruz ama en kötüsüne hazırız.” diye konuştu.
Ukrayna konusundaki kaygıları paylaşıyor
ABD’de Ukrayna’nın her an işgal edilebileceğine dair alarmın Avrupa’da neden söz konusu olmadığına ilişkin soruya yanıt veren Borrell, şöyle devam etti:
“Rusya’nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapmasından kaynaklı risklere yönelik güçlü kaygıyı paylaşıyoruz. Ve bana göre ‘Soğuk Savaş’tan sonra Avrupa güvenliği açısından en tehlikeli dönemden geçiyoruz. Ama aynı zamanda halen diplomasi için zemin olduğuna inanıyoruz. Halen herkes için kaygının ne olduğunu konuşabileceğimize inanıyoruz.”
Borrell, bağımsız bir ülkenin sınırlarına 140 binden fazla asker konuşlandırılmasının her şekilde tehdit olduğuna ve bunun büyük risklerinden kaçınmak için çalışmaların artırılması gerektiğine vurgu yaptı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’un AB üyesi ülkelere Moskova’nın kaygıları konusunda bir mektup yazdığını hatırlatan Borrell, bu mektuba yanıt konusunda koordinasyon yaptığını belirtti.
Blinken: “Avrupa’nın enerjisiz kalmasına müsaade etmeyeceğiz”
Toplantıda değerlendirmede bulunan Blinken da Ukrayna sınırına askeri yığınak yapan Rusya’nın, buna karşılık vermemesi için de Avrupa’yı enerji ile tehdit ettiğini kaydetti.
Blinken, “Rusya, Ukrayna ile 2009’da ihtilafa düştüğünde Avrupa’ya gaz tedarikini durdurmuştu. O zaman insanlar soğuktan ölmüş ve enerji tedariki bozulduğundan ekonomiler de sarsılmıştı. Rusya’nın Avrupa’ya gaz akışını kesmeyi tercih etmesi durumunda, bunun bir daha olmasına müsaade etmeyeceğiz ve enerji tedariki ile enerji fiyatlarının artmasını önlemeye kararlıyız.” dedi.
Dünyadaki diğer büyük enerji üreticisi hükümetlerle üretim ve dağıtım kapasitelerini artırmaları için görüştüklerini anlatan Blinken, müttefiklerimiz ve sektör paydaşlarıyla, Rusya’nın gazı kesmesi durumunda ellerindeki enerji kaynağını nasıl paylaşacakları üzerine koordinasyon yaptıklarını kaydetti.
ABD’nin Ukrayna krizi konusunda verdiği alarmın ne kadar doğru olduğuna yönelik soru üzerine Blinken, söyledikleri şeylerin felaket tellallığı olmadığını, basit gerçekler olduğunu söyledi
ABD’li bakan sözlerini şöyle tamamladı:
“Tarih bağlamında gerçekleri ele almalıyız. Gerçekleri görmeli ve onlara tam hazır olduğumuzdan emin olmalıyız. Josep’in de dediği gibi birkaç aydır Rusya’nın Ukrayna sınırına asker yığdığını gördük. Bu (kaygılar) havadan meydana gelmiyor. Rusya’nın 2014’te Ukrayna’yı işgal edip Kırım’ı ilhak edip Donbas bölgesinde bugüne kadar devam eden çatışmalara neden olduğu bir bağlamdan çıkıyor. Gördüğümüz şey burdur ve karşılık verdiğimiz şey budur.”