Dünya genelinde merkez bankalarının enflasyonla mücadele kapsamında attığı güçlü adımlara yılın ikinci yarısından itibaren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da katıldı.
Yurt içinde TCMB toplamda 3 bin 400 baz puan faiz artırarak politika faizini yüzde 42,50 seviyesine çekerken, bu dönemde yeni ekonomi yönetiminin attığı sadeleşme adımları ve yapılan sözle yönlendirmeler Türk lirası varlıkların yeniden uluslararası kurumların radarına girmesini sağladı.
Bu dönemde Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 280 baz puanla yaklaşık son 3 yılın en düşük seviyesine inerken, yurt dışında yerleşik kişilerin Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ve hisse senedi alımları da dikkati çekecek ölçüde arttı.
Buna göre, yurt dışında yerleşik kişiler, son 8 haftada yaklaşık 1 milyar 902 milyon dolarlık net hisse senedi alımı gerçekleştirirken, yılbaşından bu yana hisse senetlerindeki toplam alım yaklaşık 1 milyar 349 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi söz konusu gelişmelere karşın yılın son çeyreğinde satış ağırlıklı bir seyir izlerken, yıllık bazda yüzde 35,6 yükselerek 7.470 puana çıktı. Endeksin dolar bazlı incelendiğinde yatırımcısına yüzde 14,1 kaybettirdiği görüldü.
Sektör endeksleri incelendiğinde 2023’te yatırımcısına en çok kazandıran yüzde 166,4 ile sigorta, en fazla kaybettiren yüzde 19 ile madencilik oldu.
Hisse bazında ise bu yıl BIST 100 endeksi içinde en çok kazandıran yüzde 603 ile Borusan Boru Sanayi, en fazla kaybettiren yüzde 67 ile Çan2 Termik Santrali oldu.
Ekonomide atılan adımların sonuçlarının Borsa’yı uzun vadede olumlu etkilemesi bekleniyor
BIST 100 endeksindeki şirketlerin ortalama fiyat/kazanç (F/K) oranı 6,08 şeklinde gerçekleşirken, MSCI Türkiye endeksinin 12 aylık beklenen F/K oranı kasım sonu itibarıyla 4,8 olarak kayıtlara geçti.
Analistler, söz konusu oranların tarihsel ortalamalarının altında olduğunu vurgulayarak, yeni ekonomi yönetiminin attığı adımların meyvelerini vermeye başlamasıyla birlikte BIST 100 endeksinin çarpanlarında da iyileşmenin başlamasını öngördüklerini dile getirdi.
Yabancı yatırımcıların yavaş yavaş da olsa Türkiye’nin pay piyasalarına yeniden ilgi duymaya başladıklarını aktaran analistler, son dönemdeki verilerin de bunu doğruladığını ifade etti.
Öte yandan, 2023 yılı en fazla halka arzın yapıldığı yıl olarak dikkati çekerken, 54 şirket toplamda 73,9 milyar liralık fon sağladı.
“Yabancı yatırımcı bir şekilde gelecek”
Analist Cüneyt Paksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2023’ün dalgalı bir yıl olduğunu hatırlatarak, BIST 100 endeksinin son çeyrekte girdiği düzeltme kalıbının da henüz bitmediğini, bunun için ardışık birçok sinyale ihtiyaç olduğunu söyledi.
ABD Merkez Bankasının (Fed) yurt dışında piyasaları ipten aldığını aktaran Paksoy, bankanın son 2 toplantısında verdiği mesajların net olmasıyla tahvil faizlerinin gerilediğini, bu durumun da ABD borsalarında endeksleri tüm zamanların zirvesine taşıdığını bildirdi.
Paksoy, İsrail-Filistin çatışmasının daha geniş bölgelere yayılabileceğine yönelik endişeler nedeniyle Borsa İstanbul’un küresel bazdaki bu harekete katılamadığını ifade ederek, “Endeks 4.300 puanlardan 8.600 puana kadar gitmişti. Elbette bunun bir düzeltmesi olacaktı. Bir de halka arzlar var ki, bunların likiditeyi etkilediği çok aşikar.” dedi.
Yabancıların son dönemde Borsa İstanbul’a olan ilgisinin arttığını gözlemlediklerini belirten Paksoy, bu durumun yeni yılda da devam etmesinin oldukça önemli olduğunu kaydetti.
Paksoy, 2024 için olumlu olmak adına birçok sebepleri bulunduğunu aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Atılan adımların Türkiye’yi güçlendirdiğini biliyoruz. Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığının attığı adımların Türkiye’nin ekonomik ajandasında problemler olsa da kredi vitesini artırdığının farkındayız. Bunun kredi derecelendirme kuruluşlarına, global ölçekteki yatırım bankalarına ve büyük fonlar gibi birçok kuruluşun söylemlerine ve raporlarına yansıdığını görüyoruz. Bunu oldukça önemli buluyoruz. Bank of America gibi önemli kurumlardan özellikle banka hisseleri başta olmak üzere birçok pozitif değerlendirmeye şahit olduk.”
Bunlarla birlikte enflasyon muhasebesinin başlayacağını hatırlatan Paksoy, bilançolarla birlikte oluşacak çarpanların Borsa İstanbul’un temel analiz senaryosunu etkilemesinin olası olduğunu ifade etti.
Paksoy, ayrıca dış politikadaki gelişmelerin de Türk lirası varlıkları yakından etkileyebileceğini vurgulayarak, NATO ile ilgili gelişmelerin yanı sıra 12 Ocak’taki Moody’s değerlendirmesinin sonuçlarının Borsa’nın yönü üzerinde etkili olacağını kaydetti.
Söz konusu gelişmelerin hisse seçiminin önemini artırdığını ve mevduat konusunun Borsa için bir rakip olduğunu bildiren Paksoy, “Öyle ya da böyle yabancı yatırımcının tekrar Borsa İstanbul’a geleceğini, bunun da yerli yatırımcıların hareketini destekleyeceğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Paksoy, teknik açıdan bakıldığında BIST 100 endeksinde dolar bazlı 245 dolar seviyelerinin önemli destek olarak öne çıktığını kaydederek, 270 dolar seviyesinin üzerinde kalıcılık sağlanması halinde ise önce 320 dolar, ardından da 370 dolar seviyelerinin test edilebileceği değerlendirmesini yaptı.