Bosna Hersek İslam Birliği Başkanı Husein Kavazovic, Türkiye gibi bir ülkeyle dost olmanın önemine işaret ederek “Türkiye ile güvende hissediyoruz. Dünyada herkesin Türkiye ile dost olmayı dilediğini düşünüyorum. Bizim Türk halkıyla manevi bağlarımız da var.” dedi.
Kavazovic, Türkiye ile ikili ilişkileri, Gazze’de yaşananları ve Bosna Hersek’te son dönemde Boşnak nüfusa yönelik artan provokasyonları AA muhabirine değerlendirdi.
Müslüman ülkeler arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ile en iyi ilişkilere sahip olduklarını belirten Kavazovic, “Türkiye, bize en yakın ülke. Bizler, ortak mirasın, Osmanlı kültürünün bir parçasıyız. Son derece iyi ilişkilerimiz var. Diyanet İşleri Başkanlığından her zaman destek ve anlayış görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kavazovic, Türkiye’nin bütün bölgede dengeleyici rolünün olduğunu söyleyerek “Türkiye ile güvende hissediyoruz. Türkiye gibi bir ülkeyle dost olmak büyük bir şey. Dünyada herkesin Türkiye ile dost olmayı dilediğini düşünüyorum. Bizim Türk halkıyla manevi bağlarımız da var.” diye konuştu.
“Tarih, Gazze’de yaşananlara sessiz kalanları unutmayacak”
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını değerlendiren Kavazovic, “Gazze, insanlık tarihinde büyük bir yara hiç şüphesiz. Gazze’de yapılan zulümleri durdurabilecek konumda değiliz. Gazze’den sonra zulümlerden konuşmak çok daha ağır ve farklı olacaktır. Gazze, artık kimsenin bir cevabının olmadığı yer. En şaşırtıcısı da sessizlik. Gazze’deki savaşı ve sivil ölümlerini durdurabilecek güçler susuyor.” dedi.
Kavazovic, Gazze’de insanlığın sınıfta kaldığını ifade ederek “Dini çevrelerden de bir girişim yok. Gazze’deki durumda önemli rol oynayabileceğini düşündüğüm dini diplomasi de göremiyorum. Gazze, Allah’ın yardımıyla kurtulacak ancak tarih Gazze’de yaşananlara sessiz kalanları unutmayacak.” diye konuştu.
Dünya genelindeki milyonlarca insanın Gazze’de ateşkesin sağlanması ve sivil ölümlerinin durdurulması için sokaklara döküldüğünü anlatan Kavazovic, “Halk, çıkar söz konusu olduğunda nasıl davranıldığına şahit oldu. Halk, adaletsizliği ve yapılan büyük zulmü gördü. Gazze, halka büyük bir ders veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kavazovic, bugün Gazze’de olanların, Bosna Hersek’teki savaş sırasında 1995’te yaşanan Srebrenitsa soykırımını hatırlattığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Srebrenitsa’da yaşananların soykırım olduğu mahkemelerde de kanıtlandı ancak Gazze’de yapılanlar da soykırımdan başka bir şey değil. Gazze’den çok uzakta olan Güney Afrika tarafından İsrail aleyhine açılan soykırım davasını takdir ediyorum. Güney Afrika da tarihinde birçok olay yaşadı. Bu, aslında İslam dünyasına da ahlak dersi oldu zira hiçbir Müslüman ülkesinden böyle bir girişim gelmedi.”
Kavazovic, “Suçların sorumlusu devlettir, halk değil. Tıpkı Srebrenitsa’da olduğu gibi. Soykırımın sorumlusu Sırp halkı değil elinde ordu ve polis bulunduran devletti. İsrail için de aynısı geçerli.” görüşünü paylaştı.
“Ayrılıkçı söylemler hafife alınmamalı”
Kavazovic, son dönemde din görevlileriyle Boşnak halka yönelik provokasyonlara işaret ederek “Din görevlilerine çeşitli saldırılar her zaman yapıldı. Ne yazık ki sorumsuz insan çok. Şunu da söylemeliyim ki Ortodoks ve Katolik kiliselerinin görevlilerine de saldırılar oluyor. Burada önemli olan devletin nasıl davrandığı. Ne yazık ki devlet yeterli tepkiyi vermiyor.” ifadelerini kullandı.
Saldırıları yapanların çoğu zaman hiçbir ceza almadan serbest kaldığını söyleyen Kavazovic, devletin bu konuya ilişkin daha özenli davranması gerektiğini belirtti.
Kavazovic, ülkenin iki entitesinden Sırp Cumhuriyeti’nin (RS) Bosna Hersek’ten ayrılacağı yönündeki iddiaları da değerlendirerek, “Bunlar, aslında halkı korkutmak için söyleniyor. Tabii bu söylemler hafife de alınmamalı. Bu topraklarda yaşanan savaşın sorumlularını yücelten ve destekleyen isimlerden gelen söylemlerin özellikle hafife alınmaması gerektiğini düşünen bir adamım.” dedi.
Bosna Hersek’in 1990’lı yıllardaki gibi olmadığını dile getiren Kavazovic, “Hiç kimse Bosna Hersek’te 1992-1995’te yaşanan savaşın tekrarlanmasına olanak sağlayacak kadar deli değil. Bu ülkenin savunması için hepimiz hazırlıklı da olmalıyız. Bu, bizim ülkemiz. Beraber inşa etmeli ve bu ülkede yaşamaktan mutlu olmalıyız. Birbirimizi korkutmanın, tehdit etmenin gereği yok.” diye konuştu.