Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak Üyesi Sefik Dzaferovic, Avrupa Birliği’nin (AB), Sırp entitesinin talebi doğrultusunda, “soykırımı inkar yasasında değişiklik” üzerinde çalıştığı iddialarını ve yasanın muhteviyatını, AA muhabirine değerlendirdi.
Sırp Cumhuriyeti yetkililerinin, sorunun söz konusu yasasının içeriğinde değil, yasalaşma biçiminde olduğunu söylediklerini aktaran Dzaferovic, “Bosna Hersek’teki duruma aşina olan herkes bunun samimiyetsiz bir iddia olduğunu bilir. Bosna Hersek Parlamentosu 10 yıldan fazla süredir soykırımın inkarını suç sayan yasayı geçirmeye çalışıyor ancak her defasında yasa, Sırp Cumhuriyeti yetkililerince ve aslında yasanın içeriğine karşı oldukları için engellendi.” ifadelerini kullandı.
Dzaferovic, Sırp Cumhuriyeti’nin yasanın içeriğiyle ilgili bir sorunları olmadığı yönündeki iddiaları üzerine uluslararası toplumun, bu yasanın Mecliste kabul edilmesi için bir girişim başlattığını, Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt’in, parlamentonun aynı yasayı kabul etmesi halinde eski yasayı geri çekeceğini duyurduğunu belirtti.
“Yasa asla yürürlükten kaldırılmayacak”
Boşnak lider, “İçerikle ilgili bir sorun yoksa Sırp Cumhuriyeti milletvekilleri şimdi Bosna Hersek Parlamentosunda aynı içeriğe sahip bir yasa için oy kullanmalı. Ancak şimdi bunu da reddediyorlar ve bu da onların yalnızca mevcut yasayı yürürlükten kaldırmak istediklerini gösteriyor. Bu asla olmayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Yüksek Temsilci Schmidt’in teklifinin, “kurbanlara hakaret eden, suçları inkar eden ve suçluları yücelten korkunç bir kampanyaya bir tepki” olduğuna işaret eden Dzaferovic, şöyle devam etti:
“Unutulmamalıdır ki; Lahey Mahkemesi (Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi), kararlarında nefret söylemini suça yol açan etkenlerden biri olarak tanımlamıştır. Bu nedenle nefret söylemine yönelik bu tür kışkırtmaların önlenmesi, barışı koruma açısından son derece önemlidir. Ayrıca Lahey Mahkemesi ile iş birliği, Dayton Barış Anlaşmaları’nın ayrılmaz bir parçasıdır ve Dayton’u kabul eden herkes, Lahey Mahkemesini kabul etmiştir.”
AB mevzuatıyla da uyumlu
Dzaferovic, soykırımı inkar yasasının içerik olarak AB’nin nefret söylemiyle mücadele direktifleriyle aynı olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
“Yasa, AB Konseyince 2009’da kabul edilen ve AB değerlerinin soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve diğer suçlarla bağdaşmadığını açıkça belirten Stockholm Programı ile uyumludur. Son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları, soykırımın inkarının ‘ifade özgürlüğü’ olarak tanımlanamayacağına hükmetmiştir. Dolayısıyla bu yasaya itiraz edilmesi gerektiğini gösteren hiçbir gerekçe yok.”
“Mağdurların aşağılanmasına imkan verecek hiçbir düzenlemeyi kabul etmeyiz”
Bosna Hersek merkezli Srebrenitsa Anneleri ve Soykırım Tanıkları ve Kurbanları Derneğince AA muhabirine yapılan ortak açıklamada, 1 Eylül’den bu yana yazılı basında, elektronik ve sosyal ağlar ile medyada soykırım inkarına ilişkin söylemlerin yüzde 80 oranında azaldığının gözlemlendiği belirtildi.
“Bu denli işe yarayan bir yasa neden değiştirilsin?” ifadesi kullanılan açıklamada, Bosna Hersek Meclisinin yasaya ulusal bir ruh vererek kabul etmesinde bir sorun görülmediği ancak yine mağdurların aşağılanmasına imkan verecek hiçbir düzenlemenin kabul edilmeyeceği vurgulandı.
Soykırımı inkar yasası gerginliği
Dönemin Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin Inzko, 23 Temmuz’da soykırımın inkarını suç sayan bir yasa çıkartmıştı.
Başta Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp Üyesi Milorad Dodik olmak üzere ülkedeki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti’nin yetkilileri, yasayı boykot etmeye karar vermişti.
Dodik’in, 1992-1995’te yaşanan savaşı sonlandıran Dayton Barış Antlaşması’nın aslına dönülmediği takdirde Sırp Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan edeceğini söylemesiyle büyüyen kriz, Bosna Hersek’te yeniden savaş ihtimallerini dahi gündeme getirmişti.
AB’nin, Sırp entitesinin talebi doğrultusunda “soykırımı inkar yasasında değişiklik” üzerinde çalıştığı iddiaları, ülkede yeni bir gerginliğe yol açmıştı.
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu sözcülerinden Ana Pisonero ise “Srebrenitsa ve soykırım inkarı konusundaki tavrımız nettir. Avrupa’da en temel Avrupa değerleriyle çelişen soykırım inkarına, revizyonizme veya savaş suçlularının yüceltilmesine yer yoktur.” değerlendirmesinde bulunmuştu.