Bosna Savaşı’nda henüz 14 yaşındayken Sırp tankı saldırısında tek bacağını kaybeden ve Hatay’daki depremzedelere yardım için kara yoluyla Türkiye’ye gelen Zlatan Kovacevic, “İnsanların acı çektiğini görürken evde oturup film izleyemezdim. Yardım edebilirim, bundan dolayı geldim.” dedi.
“SOS Bihac” isimli yardım derneğinin başkanı olan Kovacevic, deprem haberini aldıktan sonra yaşadıklarını ve afetzedelere yardım etmek için yaptıkları çalışmaları AA muhabirlerine anlattı.
Kovacevic, Bosna Savaşı’nın ilk mağdurlarından olduğunu ve henüz 14 yaşındayken Sırp tankı atışıyla ağır yaralandıktan sonra doktorların bir bacağını kesmek zorunda kaldığını söyledi.
Koltuk değnekleriyle yürümesine rağmen Türkiye’deki depremzedelerin yardımına koşan Kovacevic, depremden haberdar olduktan sonra çok üzüldüğünü belirtti. Kovacevic, “İlk gece uyuyamadım. Hemen derneğimizdeki arkadaşları arayarak neler yapabileceğimizi konuştuk.” ifadelerini kullandı.
Depremzedelerin acılarını hafifletmeye katkı sunmak ve bölgede sahra hastanesi kurmak için dernekteki arkadaşlarıyla Türkiye’ye geldiğini anlatan Kovacevic, “İnsanların acı çektiğini görürken evde oturup film izleyemezdim. Çünkü (onlara) yardım edebilirim, bundan dolayı geldim.” diye konuştu.
Derneklerindeki malzemelerin yüzde 90’ını Türkiye’deki depremzedelere getirmeye karar verdiklerini ancak bunun bir tırı doldurmaya yetmediğini aktaran Kovacevic, hemen bir yardım kampanyası başlattıklarını dile getirdi.
Kovacevic, kampanyada bölge halkının bir günde yaptığı yardımla tırlarının dolduğunu ve gerekli izinlerin ardından yola çıktıklarını kaydetti.
“Uyumadan 40 saat araçla yol aldık”
Türkiye’ye kara yoluyla geldiklerini belirten Kovacevic, “Uyumadan 40 saat araçla yol aldık. Takım arkadaşlarıma, ‘Yorgunsunuz, mola verip uyumanız gerek.’ dedim. Fakat bana ‘Kimse yorgun değil, oraya en kısa zamanda ulaşmamız gerek.’ dediler.” ifadelerini kullandı.
Kovacevic, Türkiye’de kendilerine gösterilen yakınlıktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bosna Hersek’ten geldiğimizi söylediğimizde, durup yakıt veya kahve almaya gittiğimiz yerlerde bize kahve ve yemek ısmarladılar. Bazen elimizi tutup ağlıyorlardı. Dün bir polis bizi durdurup fotoğraf çektirdi. Duygularımı ifade edemiyorum.” dedi.