Bosna Hersekli siyasiler, ülkelerinin AB’den adaylık statüsü almasını “cesaret verici ve olumlu” bulurken, bazı akademisyenler ve gençler ise adaylık statüsü konusunda olumlu fikirlere sahip değil.
Sosyal ve Siyasal Bilimler Profesörü, siyasetçi Admir Mulaosmanovic ve Uluslararası Saraybosna Üniversitesi (IUS) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Jahja Muhasilovic, AB’nin Bosna Hersek’e adaylık statüsü vermesini AA muhabirine değerlendirdi.
Mulaosmanovic, “Bu durumun, Bosna Hersek’in daha iyi bir gelecek elde etmesi hususunda, olumlu şeyleri körükleyen ve AB’ye katılmamız için umut veren bir hamle olduğunu söyleyebiliriz. Bu yolla, temel olarak uluslararası toplumun Bosna Hersek’te kurulacak yeni hükümete destek verdiğini söyleyebiliriz.” diye konuştu.
Adaylık statüsünün bir adım ötesine geçmeyeceğini düşündüğünü kaydeden Mulaosmanovic, “Şu anda AB’nin bu jeopolitik harekete ihtiyacı var ancak bunun uzun vadeli bir hareket olduğundan şüpheliyim. Diğer dünya ülkelerinden farklı olarak bireysel çıkarların daha iyi konum için kazanç sayıldığı bir garanticilikten bahsedebiliriz. Yani her zamanki gibi ikiyüzlü.” değerlendirmesinde bulundu.
“AB’nin kararı göz boyama”
Adaylık statüsü alan Bosna Hersek’te büyük değişikliklerin olacağına inanmadığını ifade eden Muhasilovic de “Adaylık statüsü çok büyük bir anlam ifade etmiyor. Bu süreç onlarca sene sürebilir. Belirsiz bir sürece girdik. Ben bunu, tamamen Bosna Hersek’in iç siyasetinde yaşanan birtakım dinamiklerden dolayı bir çeşit ‘göz boyama’ olarak görüyorum.” ifadelerini kullandı.
Muhasilovic şöyle devam etti:
“Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi ile AB, Batı Balkanlar konusunda paniğe kapıldı. Bu kararın tamamen buna bağlı olduğunu düşünüyorum. Bölgenin istikrarı açısından, ekonomik anlamda da adaylık statüsü pek bir şey getirmiyor. Dolayısıyla Bosna Hersek’in, göç, işsizlik, yolsuzluk, siyasi bölünmüşlük ve bürokrasi gibi negatif iç dinamikleri devam ettiği sürece, ekonomik istikrarın geleceğini zannetmiyorum.”
Muhasilovic, adaylık statüsünün bölgedeki güvenlik sorununu ve istikrarı değiştireceğine inanmadığını, Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik gibi siyasiler varlığını devam ettirdiği sürece, ülkede ciddi ilerleyişler kaydedilemeyeceğini söyledi.
Gençler ülkeden göçün devam edeceğine inanıyor
Her yıl binlerce insanın, Avrupa’ya “daha iyi şartlar” için göç ettiği Bosna Hersek’teki gençler, AB adaylık statüsü alan ülkelerinden göçün devam edeceğine inandıklarını ifade etti.
IUS Görsel Sanatlar Fakültesi öğrencisi İfeta Neimarlija, Bosna Hersek’in adaylık statüsü almasının ülkede büyük değişiklikler yaratmayacağını, en büyük problemlerden “gençlerin göç etmesi sorununa” engel olmayacağını düşündüğünü aktardı.
Neimarlija, “Ancak, AB’ye girmenin Bosna Hersek için hem olumlu hem de olumsuz etkilerinin olacağını düşünüyorum. AB üyesi Bosna Hersek’in daha yüksek bir statüye sahip olacağını, ekonominin ancak AB’ye girişle daha iyi hale geleceğini düşünüyorum. Öte yandan, AB’ye girişin Bosna Hersek’i ve biz Boşnakları ‘Batı değerlerine’ yaklaştıracağını ve ‘bizi biz yapan değerlerden’ uzaklaştıracağını düşündüğüm için, bunun ülkem için olumsuz etkilerinin olacağına inanıyorum.” dedi.
IUS Genetik ve Biyomühendislik Yüksek Lisans öğrencisi Mervisa Halilovic-Alihodzic de AB adaylık statüsünün ülkesine etkisinin olmayacağını düşünenler arasında yer aldığını dile getirdi.
Halilovic-Alihodzic, “Bosna Hersek’te mevcut durumu değiştirebilecek olanlar yalnızca bizleriz. Adaylık statüsü almak Bosna Hersek’te hiçbir şey değiştirmeyecek. Bu, çok uzun süren ve büyük emekler isteyen bir süreç. Bosna Hersek’in tek başına daha başarılı olacağını düşünüyorum. Gençler şu anda bile yurt dışında yaşamayı seçiyor. Ülkemiz AB üyesi olursa, daha çok insanın ülkeyi terk edeceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Batı Balkanlar’ın tamamı AB yolunda
Yaklaşık 7 yıl önce AB üyeliği için başvuruda bulunan Bosna Hersek, aday ülke statüsü almasıyla uzun bir yolun ilk adımını atmış oldu.
Bosna Hersek’te 1992-1995’te yaşanan savaşı sonlandıran Dayton Barış Antlaşması ile dünyanın en karmaşık siyasi yapılarından birine sahip olan ülke için “zor kısmın” aday ülke statüsünden sonra gelen AB katılım müzakereleri olduğu ifade ediliyor.
Batı Balkanlar’da 2007’de Slovenya ve 2013’te Hırvatistan AB üyesi olurken, 2005’te Kuzey Makedonya, 2010’da Karadağ, 2012’de Sırbistan ve 2014’te Arnavutluk aday ülke statüsü almıştı.
Kosova’nın da bu hafta AB üyelik başvurusunda bulunmasıyla bölge ülkelerin tamamının “AB’ye üyelik hedefinde” ilerlemeye devam etmesi bekleniyor.