Brezilya Yüksek Mahkemesi Yargıcı Alexandre de Moraes, Rumble’a karşı yürütülen davayı karara bağladı.
Moraes, Rumble’ın “defalarca, bilinçli ve isteyerek mahkeme kararlarına uymadığını ve Brezilya’nın hukuk düzeni ile yargı otoritesine riayet etmemeye çalıştığını” belirterek, platformun ülke çapında erişime engellenmesine karar verdi.
Yargıç Moraes, Rumble’ın Brezilya’da yasal olarak faaliyet gösterdiği, yetkili bir temsilcisi olduğu veya yasal prosedürlere uygun şekilde temsil edildiğine dair net bir kanıt bulunmadığını kaydetti.
Moraes, Rumble’ın mahkeme kararına rağmen, eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’yu destekleyen ve ABD’ye sığınma talebinde bulunan bir eleştirmenin hesabını kaldırmadığını hatırlatarak, bunu platformun Brezilya mahkemesi kararlarına uymadığına bir örnek olarak gösterdi.
Yargıç Moraes, 20 Şubat’ta Brezilya’da yasal bir temsilci ataması için Rumble’a 48 saat süre vermişti ancak belirtilen süre içinde geri dönüş alamamıştı.
Rumble’ın açıklaması
Rumble yönetimi tarafından yapılan açıklamada ise uygulamanın “Brezilya’da benzeri görülmemiş bir sansürle” karşılaştığı belirtildi.
Açıklamada, Moraes’in eyleminin “ABD’de ikamet eden siyasi muhalifleri sansürlemeyi reddetmeye yanıt olarak geldiği” ileri sürüldü.
“İfade özgürlüğüne ve ABD yasal standartlarına olan bağlılığımız bizi ülke dışından gelen bu sansür taleplerini reddetmeye zorladı.” ifadesinin yer aldığı açıklamada, Rumble yönetimi, şirketin bu kararla mücadele etmek için tüm yasal yolları araştırdığını belirtti.
Rumble da Moraes’e dava açmıştı
Kanada ve ABD merkezli çevrimiçi video platformu Rumble ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Medya ve Teknoloji Grubu (TMTG), Brezilya’nın eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro destekçisi bir eleştirmenin sosyal medya hesaplarını kapatma kararının, ABD’nin ifade özgürlüğü yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle kararı veren Yargıç Moraes’e 19 Şubat’ta dava açmıştı.
Moraes’in, ABD’ye sığınma talebinde bulunan Brezilyalı siyasi eleştirmenin sosyal medya hesaplarını kapatmaya çalışarak yasal yetkisini ve uluslararası hukuku aştığı öne sürülmüştü.