Belçika’nın başkenti Brüksel’de Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı’nın katılımıyla Avrupa Politikalar Merkezi (EPC) ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından düzenlenen panelde Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin (AB) güvenlik ve savunmasındaki önemli rolüne işaret edildi.
Brüksel merkezli EPC ve İKV, TOBB Brüksel temsilciliğinde “Avrupa Güvenliği ve Türkiye: Yeni Bir Paradigmaya Doğru” başlıklı panel düzenledi.
Panele Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı, İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, İKV Genel Sekreteri Çiğdem Nas, AB Dış İlişkiler Servisi Türkiye/Doğu Akdeniz Bölümü Başkanı Baiba Aleksejuka-Tavaresa, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı Avrupa Programı Kıdemli Araştırmacısı Alper Coşkun, EPC Güvenlik ve Savunma Politikası Kıdemli Danışmanı Jamie Shea, Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Meltem Müftüler-Baç ile Marmara Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Münevver Cebeci katıldı.
EPC Kıdemli Politika Analisti Amanda Paul’ün moderatörlüğünde yapılan etkinlikte AB’nin içinde bulunduğu mevcut jeopolitik sınamalar, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından AB’nin geleceğinin nasıl şekilleneceği, AB-Türkiye ilişkilerindeki güncel durum ve ilişkilerin geleceği ele alındı.
Büyükelçi Kaymakcı, Ukrayna’daki savaş başta olmak üzere AB’nin yakın ve uzak coğrafyasındaki çatışmaların savunma ve güvenliği öncelik haline getirdiğini ve AB’nin son dönemde bu alanda birçok girişimde bulunduğunu anlattı.
Türkiye’nin AB’ye aday ülke olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Kaymakcı, son dönemde hem özellikle savunma sanayisinde yakaladığı atılımlarla askeri anlamda hem de bir NATO müttefiki olarak Türkiye’nin AB’nin savunma ve güvenliği için önemini vurguladı.
Büyükelçi Kaymakcı, AB’nin yeterli caydırıcılığa sahip olmadığını, bunun Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında bir etken olduğunu, bu açığın Türkiye’ye bir aday ülke olarak gereken önemin verilmesiyle kapatılabileceğini aktardı.
Türkiye ve AB arasında karşılıklı güven inşa edilmesi gereken bir süreçte olunduğu kaydeden Kaymakcı, AB’nin savunma projelerinde Türkiye’yi de kapsayacak şekilde esnek davranması ve ikili ilişkilerde pozitif gündeme odaklanılması gerektiği mesajlarını verdi.
Türkiye’nin AB’ye yapabileceği katkılar
İKV Başkanı Zeytinoğlu da Türkiye’nin AB’nin misyonlarına katılmasıyla, NATO müttefiki olmasıyla AB’nin savunma ve güvenliğinde ne kadar kilit bir aktör olduğunu gösterdiğini ifade ederek, “Türkiye’nin entegrasyon ve üyelik hedefine yürekten inanıyorum.” dedi.
Zeytinoğlu, Türkiye’nin AB’nin stratejik özerkliğine yalnızca askeri açıdan değil, ekonomi, göç, yeşil dönüşüm, ulaştırma gibi alanlarda da katkılar yapabileceğini vurguladı.
Pozitif gündeme odaklanma tavsiyesi
AB Dış İlişkiler Servisinden Aleksejuka-Tavaresa da Ukrayna’da savaş neticesinde AB’nin savunma anlayışının tümüyle değiştiğini, AB ve Türkiye arasında bu alandaki ortak çıkarların nasıl işbirliğine dönüştürülebileceği üzerine düşünülmesi gerektiğini belirtti.
Aleksejuka-Tavaresa, siyasi farklılıklar tümüyle bir işbirliğini engellese de olumlu örneklere odaklanılabileceğini söyledi.
Türkiye tarafında AB’den daha olumlu yaklaşım görme yönünde “haklı bir beklenti” olduğunu dile getiren Aleksejuka-Tavaresa, Karadeniz bölgesini ve Afrika’yı, Türkiye ve AB’nin yakın işbirliği yapabileceği alanlar olarak gösterdi.
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı Avrupa Programı Kıdemli Araştırmacısı Coşkun da AB’nin yetenekli müttefiklere her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçtiğini, Türkiye’nin AB’nin güvenliğine katma değer verecek güçte olduğunu söyledi.
Coşkun, AB içerisinden bir grup üye ülkenin Türkiye’ye yönelik savunma ve güvenlik alanında bir girişim başlatabileceğini, ABD-AB-Türkiye arasında üçlü bir diyaloğun kurulabileceğini, böylece Türkiye’nin tecrübelerinden faydalanılabileceğini belirtti.
Öğretim Üyesi Cebeci de AB’nin Türkiye’yi ötekileştirmesinin ikili ilişkilere güvensizlik ektiğini, bu söylemin Ankara’nın Brüksel’den uzaklaştırılmasına yol açtığını anlattı.
Cebeci, AB’nin diğer ülkelerle ilişkilerinde dikteci tavrını bir kenara bırakması gerektiğine ifade ederek, “AB Türkiye ile ilişkilerinde doğru dengeyi bulmak zorunda.” değerlendirmesini yaptı.
Prof. Müftüler-Baç da “Türkiye, AB’nin güvenliğinde esaslı bir role sahip.” dedi.
AB’nin güvenliğinin gelecekte Türkiye olmadan düşünülemeyeceğini dile getiren Müftüler-Baç, ekonomik, demografik ve askeri dinamikler açısından da durumun aynı olduğunu vurguladı.
İKV Genel Sekreteri Nas da geçen 5 yılda sağlık, ekonomi, güvenlik konularında aktif bir AB görüldüğüne ve gelecek 5 yıl için AP seçimlerinin sonuçlarının önemli olacağına değindi.
Nas, “Türkiye’nin yerinin Avrupa projesinin gelecekteki başarısında çok önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum.” ifadesini kullandı.