Sofya’nın batısındaki Struma otoyolunda, bir otobüsün 23 Kasım’da bariyerlere çarparak alev almasıyla 44 kişinin ölümüyle sonuçlanan kazada 63 yaşındaki eşi Şefiye Osmanova ve 23 yaşındaki kızı Ayla Fera’yı kaybeden Osmani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazayı öğrendiği an yaşadığı sıkıntıyı dile getirdi.
Olayın meydana geldiği gün sabah namazını kılmak üzere uyandığını ve yakınlarını otobüs terminalinden almak için hazırlık yaptığını anlatan Osmani, o sırada İsviçre’deki kızının kendisini aradığını ve annesiyle kardeşinin Türkiye’den gelip gelmediğini sorduğunu aktardı.
Kızının kendisini Kuzey Makedonya’dan bir otobüsün Bulgaristan’da kaza yaptığına dair bilgilendirdiğini kaydeden Osmani, bunun ardından hızlı bir şekilde hangi şirket ve otobüsün kaza yaptığını araştırdığını belirtti.
O anda endişelenmeye başladığını belirten Osmani, “Kızıma ‘kapat telefonu şoförlerden bilgi alıp nerede olduklarını öğrenelim’ dedim. Yaklaşık yarım saat içinde kazayı yapan şirketin o şirket olduğunu öğrendik ancak bizim ailemizin orada olup olmadığını bilmiyorduk.” diye konuştu.
Bilgi aldıktan hemen sonra bazı akrabalarıyla Sofya’ya hareket ettiğini hatırlatan Osmani, hayatta kalanlar arasında aile üyelerinin de olduğu ümidiyle aramaya koyulduklarını ifade etti.
“Allah’tan ne gelirse amin”
Sofya’da yakınlarının da yardımıyla yaralananların götürüldüğü hastaneye gittiğini anlatan Osmani, “İlk olarak sağ olanları buldular. İsim listesini çıkardıklarında, aile üyelerimiz orada yoktu. O zaman anladık ki aile üyelerimiz hayatını kaybetmiş. Oldukça büyük bir şok ancak insanın yapacağı bir şey yokmuş. Allah’tan ne gelirse amin! Yapacak hiçbir şeyimiz yok.” ifadelerini kullandı.
Ailesiyle son iletişimini pazartesi gece saat 23.00 sularında gerçekleştirdiğini kaydeden Osmani, gece 03.00 civarı yeniden iletişime geçmeye çalışsa da onlarla görüşemediğini söyledi.
Yakınlarının ölümünü öğrendikten sonra Kuzey Makedonya’nın Sofya Büyükelçiliği ve ülkesindeki savcılık yetkilileriyle irtibata geçtiğini anlatan Osmani, daha sonra Sofya’ya gittiğini anlattı.
Bulgaristan Müslümanları Diyaneti Başmüftülüğü temsilcilerinin de kendilerine yardımcı olduğunu belirten Osmani, “Kimsenin aklına gelmese bile Bulgaristan Müslümanları Diyaneti Başmüftülüğü bizlere yardım sundu, yiyecek ve içecek verdiler. Ayrıca bize bir iki gece, işlerimizi halledene kadar misafirhane sundular.” dedi.
“İnşallah Allah kimseyi bununla sınamaz”
Yetkililerin kendilerine orada bulunmalarını gerektirecek bir durum olmadığını söylemeleri ve cenazeleri salı alabileceklerini öğrenmelerinin ardından Üsküp’e geri döndüklerini belirten Osmani, Üsküp’te DNA örneği de verdiğini söyledi.
Artık tek isteğinin eşi ve kızının cenazelerinin bir an önce getirilip defin işlemlerini gerçekleştirmek olduğunu belirten Osmani, “Neler olduğuna dair daha fazla bilgiye sahip değiliz. Her şey konuşuluyor ancak biz de otobüste neler olduğunu bilemeyiz. Bazıları benzin, bazıları gaz tüpü, bazıları da havai fişek olduğunu söylüyor. Bunu ölenler bilir, emaneti nasıl verdiklerini. Ancak Allah’tan ne gelirse o. Biz sabretmemiz lazım, cenazelerimizi getirsinler, yerlerinde dinlendirelim, yakınlarımızı-dostlarımızı ağırlayalım. Benim söyleyeceklerim bu kadar. İnşallah Allah kimseyi bununla sınamaz, çünkü büyük bir şok.” diye konuştu.
Osmani, eşi ve kızı dışında kazada baldızı ve kızı dahil bazı yakınlarını daha kaybettiğini sözlerine ekledi.
Ölü sayısı güncellendi
Öte yandan, kazanın hemen ardından 46 olarak açıklanan ölü sayısı, Bulgaristan’da soruşturmayı yürüten ekip tarafından 44 olarak güncellenmişti.
Bulgaristan Cumhuriyet Başsavcısı Vekili ve Milli Soruşturma Servisi Müdürü Borislav Sarafov, 25 Kasım’da soruşturmayı yürüten ekibin üyeleriyle birlikte basını bilgilendirmişti.
Sarafov, “Olay bir terör eylemi değil. Patlama olmamış sadece şiddetli bir yangın çıkmış. Kurtulan yolcu sayısı 8. Hastanede 7 kişi var. Bir kişinin nerede olduğu araştırılıyor.” ifadelerini kullanmıştı.