Nagel, Deutschlandfunk radyosuna yaptığı açıklamada, yüksek enflasyon, ekonomi de resesyon ve Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faiz artırımlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ECB Yönetim Konseyi Üyesi de olan Nagel, enflasyonun birçok alana yayıldığına dair işaretler olduğunu belirterek, “ECB Yönetim Konseyinin 8 Eylül’de üç temel politika faizini 75 baz puan artırma adımı açık bir işaretti ve enflasyon tablosu aynı kalırsa, daha net adımlar takip etmelidir.” ifadesini kullandı.
Açık sorunun enflasyonu tekrar kontrol altına almak olduğunu ve bunun için ECB Yönetim Konseyinde ortak bir duruş sergilendiğini anlatan Nagel, enflasyonu kontrol altına alırken daha düşük büyüme oranları veya resesyonun göz ardı edilemeyeceğine dikkati çekti.
Nagel, “Sonuçta, istikrarlı fiyatlar, orta vadeli, uzun vadeli büyümeye ve avro bölgesine yönelik iyi bir ekonomik görünüm için çok daha önemli. Durgun bir dönemin üstesinden gelmemiz gerekebilir. Şimdilik en azından bu durgun bir dönem gibi görünüyor ve ekonomik üretimdeki düşüş şiddetli olmayacak.” dedi.
Fiyatlarda artışın hızlanacağına ve “yıllık enflasyonun aralıkta yüzde 10’nun üzerinde zirveye çıkabileceğine” işaret eden Nagel, 2023’te ise yıllık enflasyonun bir miktar zayıflayabileceğini ve muhtemelen yüzde 6’nın üzerinde çok yüksek bir seviyede olacağını vurguladı.
ECB’den tarihi faiz artırımı
Bu arada, ECB, 8 Eylül’de, Rusya-Ukrayna savaşı ve Kovid-19 salgını sonrası tüketici fiyatlarındaki hızlı artışın ardından üç temel politika faizinde tarihi bir artışa gitmişti.
Banka, refinansman faizini yüzde 1,25’e, mevduat faizini yüzde 0,75’e ve marjinal fonlama faizini de yüzde 1,50’ye yükseltmişti.
Böylece, ekonomide resesyon beklentisine rağmen, banka 1999’da Avrupa ortak para biriminin kullanılmasından bu yana en yüksek faiz artışına gitmiş oldu.
ECB’nin gerçekleştirdiği tarihi faiz artırımı sonrasında da sıkı para politikasına devam etmesi öngörülüyor.
Bunun yanında, ECB’nin enflasyonla mücadele etmek için para politikasını sıkılaştırmasının Avro Bölgesinde ekonomik büyümeyi yavaşlatması bekleniyor. Aynı zamanda, bölgede yükselen faiz oranlarının, İtalya ve Yunanistan gibi ağır borçlu ülkelerin borçlanma maliyetlerini artırmasından endişe ediliyor.
Almanya’da enflasyon ağustosta yüzde 7,9’a yükseldi
Öte yandan, Avro Bölgesi’nde, ağustosta yıllık enflasyon enerji fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 9,1’e ulaşarak kayıtlardaki en yüksek seviyeye çıktı. Bu rakamın ECB’nin yüzde 2 hedefinin 4 katından fazla olması dikkati çekiyor.
Almanya’da ise temmuzda yüzde 7,5 olan yıllık enflasyon, enerji ve gıda fiyatlarındaki son yükselişle ağustosta yeniden yüzde 7,9’a çıkarak, 1974’ten bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşmıştı.
Bu arada, Almanya’da enflasyona karşı 9 avroluk toplu taşıma bilet uygulaması ve yakıtta vergi indirimi gibi hükümet önlemleri ağustos sonunda sona erdi.
Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya, Moskova’nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararının tetiklediği sarmal bir enerji kriziyle karşı karşıya bulunuyor.
Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin endişeler, enerji kaynakları üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, Alman hükümeti de bu kış sanayi çarklarının dönmesini, ışıkların açık kalmasını ve evlerin sıcak kalmasını sağlamak için çabalıyor.
Ülkede enerji maliyetlerindeki artış, enflasyonu yukarı yönlü körüklerken, hane halkı ve şirketler üzerinde de baskıyı artırıyor.