Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ve Bursa Uludağ Üniversitesinde (BUÜ) görevli akademisyenlerin işbirliğiyle yürütülen “Mekanobiyoloji ve Biyobozunma Esaslı Kemik Doku İskelesi Tasarımı, Üretimi ve Validasyonu-Aşama 1” adlı proje kapsamında yapay kemik dokusu geliştiriliyor.
BTÜ Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Lekesiz ve BUÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferda Arı, çeşitli sebeplerle kemik kaybı yaşayan hastalardan alınan sağlıklı hücrelerden yapay kemik dokusu üretilerek hastalara nakledilmesi edilmesi amacıyla proje hazırladı.
Çalışma TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) 1001 Programı kapsamında yaklaşık 1,2 milyon lira destek almaya hak kazandı.
Prof. Dr. Lekesiz ve Araştırma Görevlisi Safa Şenaysoy, projede kemik dokusu oluşumunu destekleme yeteneğine sahip yapay bir yapı olan iskelelerin tasarım ve üç boyutlu yazıcıyla üretimini üstlenirken, Prof. Dr. Arı ve Doktor Öğretim Üyesi Elif Ertürk ile doktora öğrencisi Sibel Çınar Asa ise Bursa Uludağ Moleküler Kanser Araştırma Laboratuvarında iskelelere hücre ekimi ve onları büyütme çalışmaları yapıyor.
Aynı zamanda projenin ilk aşamasında yapay dokularda geliştirilen kemik hücrelerinin insan yüküne vereceği tepkiler ölçülüyor. Lekesiz ve Arı ile ekipleri, çalışmanın ikinci aşamasında da doktorlar ve veterinerle işbirliği yaparak hayvan ve insan deneylerine geçmeyi planlıyor.
Prof. Dr. Lekesiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışmanın mühendisliği ve biyolojiyi bir araya getiren disiplinler arası bir çalışma olduğunu, ikinci aşamada da tıp ile mühendisliği bir araya getireceklerini söyledi.
Çalışmalarının ana konu başlığının “kemik doku mühendisliği” olduğunu anlatan Lekesiz, insanların kanser veya kaza gibi durumlarda kemiklerinin büyük kısmını kaybedebildiklerini ifade etti.
Bu gibi durumlarda kişilerin kaybettikleri kemik dokusunun yerine platin, titanyum gibi parçaların takıldığını, bunların vücuda tam uyumlu malzemeler olmayıp, X-Ray cihazından geçerken de sorun yaşattığını aktaran Lekesiz, şöyle devam etti:
“Doku mühendisliği yaklaşımında dış ortamda üç boyutlu yazıcıyla ürettiğimiz yapay doku iskele sistemi üzerine hücreleri laboratuvar ortamında ekiyoruz. Hücreleri dış ortamda biraz büyütüyoruz. Daha sonra büyümüş olan bu yapı vücuda yerleştiriliyor. Bu projenin tasarım, analiz, imalat, test ve en sonunda hastaya yerleştirme aşamaları var. Hastaya yerleştirme aşamasına kadarki kısımlarını bu projede tamamlamayı hedefliyoruz. Projemizin oluşmasında çok ciddi emek var, zaman var. Bu önemli proje Türkiye açısından yeni bir teknoloji.”
Lekesiz, TÜBİTAK ARDEB 1001 Programı kapsamında destek almaya hak kazandıkları teknolojiyi cerrahlar tarafından daha tercih edilebilir hale getirmek için çalışmalarını ilerleteceklerine değinerek, projede kendilerine destek olan TÜBİTAK’a, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’a ve üniversitenin eski rektörü Prof. Dr. Arif Karademir’e teşekkür etti.
“Kişiye özgü kemik tasarımı gerçekleştiriyoruz”
Projenin ortaklarından Prof. Dr. Arı da çalışmalarının kemik dokusunda olan hasarların giderilmesi için yeni dokuların laboratuvar ortamında üretilmesi aşamalarını oluşturduğunu kaydetti.
Çalışmalarının ülkenin öncü projelerinden olacağını ifade eden Arı, şunları dile getirdi:
“Daha güzel işlerin yapılmasında ilk adımı atmış olacağız. Ayrıca yine bu projemizle moleküler düzeyde incelemeler yaparak, her hastaya uygun dokunun yapılmasını sağlayacağız. Bu açıdan da projemiz geleceğe açık bir alan oluşturacak ve daha yenilikleri de beraberinde getirecektir. Laboratuvarımızda kemik yapan hücrelerimizi, oluşturulan üç boyutlu doku iskelelerinin üzerine ekerek onlarda bir takım moleküler analizler gerçekleştiriyoruz. Bir anlamda da kişiye özgü bir kemik tasarımı gerçekleştiriyoruz. Onlara farklı düzeylerde yükler uygulayarak insan yüküne vereceği cevapları alıyoruz. Daha sonra onlara göre değişen moleküler analizleri yapıyoruz.”