Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nde yer alan Okçular Çarşısı’ndaki küçük dükkanda bir asra yaklaşan aile işletmesinin geçmişi, 1870’li yıllarda Uludağ’dan zor şartlarda getirilen karları özel sığınaklarda saklayıp yaz aylarında karsambaç ve kar dondurması üreten Halil Ağa’ya dayanıyor.
Osmanlı’nın son yıllarında çarşıdaki dükkanını açıp mevsimine göre boza, şıra ve az da olsa dondurma yapıp satarak ailesini geçindiren Halil Ağa, torunu Ahmet’i de bu meslekte yetiştirdi.
Uzun yıllar birlikte çalışan dede ve torunun 1927’de işletmeye dönüştürüp markalaştırdığı dondurma, sütlü ve şerbetli tatlı üretimi, 4’üncü kuşakta Ahmet Geye’nin oğlu 71 yaşındaki Mehmet Tanju Geye tarafından sürdürülüyor. Geye, dedelerinden aldığı emaneti 5’inci kuşakta 3 kızına devretmeye hazırlanıyor.
Mehmet Tanju Geye, AA muhabirine, babasının dedesi Halil Ağa’nın, mesleğe başladığı ilk yıllarda mevsimine göre boza, şıra ve az da olsa dondurma yapıp satarak ailesini geçindirdiğini söyledi.
Dondurma ve tatlıların, işletmeye dönüştükten sonra babasının döneminde yaygınlaştığını belirten Geye, “Esnaflık tarihi 1870’li yıllara dayansa da işletmemiz ‘Geye’ adını 1934’te Soyadı Kanunu’nun çıkmasıyla Halil Ağa’nın soyadından almış oldu. Babam, anne ve babasını erken yaşta kaybedince onu dedesi Şerbetçi Halil Ağa büyütmüş. Şerbet ve dondurma yapmayı ilk ondan öğrenmiş.” dedi.
Büyük dedesinin yaşadığı zorluklara değinen Geye, “O zaman buz çok yok, günde 2-3 kilogram dondurma ancak yapılıyormuş. Buz ve kar, Uludağ’dan katırlarla geliyormuş. Babam o dönemin çok zor koşullarında 1952 senesinde ilk dondurma makinesini almış.” ifadesini kullandı.
“Babam önlüğümü henüz 5 yaşındayken taktı”
Geye, mesleğe çok küçük yaşlarda başladığını dile getirdi.
Onlarca yıldır bu mesleğin içinde olduğunu aktaran Geye, “Babam, henüz 5 yaşındayken önlüğümü taktı bana çalışmam için. Şu anda yaşım 71 ve halen devam etmekteyim. Artık yavaş yavaş kızlarıma devrediyorum ama asıl amacım götürebildiğim yere kadar götürmek.” diye konuştu.
Geye, aile geleneği bu işi sürdürmekten memnuniyet ve bir asra yaklaşan işletmenin başında olmaktan gurur duyduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Uzun yıllardır gelen müşterilerimizden de çok güzel tepkiler alıyoruz. ‘İyi ki bu işe devam ediyorsunuz’ diyorlar. Şimdi iki torunum var. İkisi de geldikleri zaman hemen hizmet etmeye, servis yapmaya başlıyorlar. Önlüklerini de bağlıyoruz. Gayet mutlular. Onların da bu mesleğe devam etmesini isterim.”
“Bu bayrağı devraldığım için çok gururluyum”
Mehmet Tanju Geye’nin kızı Hande Geye de 13 yaşından beri babasının yanında çalıştığını belirtti.
Bu işi özveriyle yapmaya gayret ettiğini anlatan Geye, şöyle konuştu:
“Bundan sonra da nesiller boyu devam etmesini gönülden diliyorum. Elimizden geldiğince kaliteden ödün vermeden sürdürüyoruz. Lise dönemlerimde babamın yanında çalışmaya başladım. Biz bir aile şirketi olduğumuz için işimi çok severek yapıyorum. Ürünlerin çoğunu biz burada imal ediyoruz. Bir kadın olarak bu bayrağı babamdan devraldığım için çok gururluyum. Bizim dört kuşaktan süre gelen müşterilerimiz var. Yaşlı teyzeler, amcalar, torunlarıyla, torunlarının çocuklarıyla geliyorlar. Ürünlerimizden memnun kalmaları ve yeni gelen kuşaklara tavsiye etmeleri bizim için çok önemli.”