Bursa’da sektörün önde gelen otomotiv firmalarına parça üretilen fabrika bünyesinde verilen eğitimler, çocuk ve gençlerin teknik bilgi ve becerilerinin gelişmesine katkı sağlıyor.
İş adamı Fahrettin Gülener’e ait olan ve Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan fabrikanın bir bölümü 4 yıl önce Ermetal Teknolojik Eğitimler Vakfına (ERTEV) ayrıldı.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzalanan protokol kapsamında meslek lisesi öğretmenlerinin de ders verdiği vakıfta, teknik bilgisini geliştirmek isteyen gençler eğitim alıp istihdam edilebiliyor.
Üç boyutlu yazıcılar, robotik kodlama, üretim becerileri, PLC torna makinesi, CNC torna tezgahı, otomotiv teknolojileri gibi alanlarda verilen eğitimlerden öğretmenler de yararlanabiliyor.
Vakıfta 600’den fazla öğretmen ve Uzman Atölye İş Gücü Yetiştirme Programı kapsamında 140 öğrenci eğitim gördü. Ayrıca karavan uygulamasıyla yurdun dört bir yanında 36 bin 200 çocuk ve 1000’den fazla öğretmen eğitimlere katıldı.
“Bilmek yetmez, yapabilmektir esas olan”
ERTEV’in kurucusu Fahrettin Gülener, AA muhabirine, meslek lisesi mezunu olduğunu ancak 1972’de çalıştığı otomotiv firmasının kendisini İtalya’ya eğitime göndermesiyle hikayesinin değişmeye başladığını söyledi.
Gülener, birçok ülkenin mesleki eğitim sisteminde hem eğitim aldığını hem de tecrübe edindiğini anlattı.
Sanayicilikte 48 yılı geride bıraktığını belirten Gülener, “Gördüklerimi yapabileceğim, yönetebileceğim eğitim sistemlerini oluşturmak amacıyla yola çıktım. Önceleri insanlar çok yadırgadılar, ‘Sana ne, devlet yapsın’ dediler. Ben de şunu söyledim, ‘Devlet her şeyi yapmaz, yetişemez’. Dünyada da böyledir. Ama kişiler yan yana gelirse çok şey yaparlar hatta devlete örnek olurlar.” dedi.
Vakıf faaliyetlerine 1983’te başladığını aktaran Gülener, 4 sene önce kendi vakfını kurmasıyla biraz daha özgür, refleks sahibi ekipler oluştuğunu dile getirdi.
“Bilmek yetmez, yapabilmektir esas olan” düşüncesiyle hareket ettiklerini vurgulayan Gülener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Vakıfta öncelikle önemsediğim şey şu; ihracatımızı artırmamız lazım. Ne olur lütfen makinecilikte gaza basalım. Ben otomotivciyim, çok şerefli bir meslek. Bir otomobilin ihracat kilogram değeri 7 dolar civarındadır. Bursa’da makineci arkadaşlarım var, minimum kilogram değeri 50 dolar. Ben çocukları öyle bir yetiştireyim ki makineci olsunlar, makinecilikte yetişsinler ve o makine fabrikaları kalkınsın, yeni makinelere geçsinler.”
“Türkiye genelinde “maker” kısmında 600 civarında okulda atölyemiz var”
Bu alanda “maker” (kendin yap kültürü) hareketini kendisinin başlattığını dile getiren Gülener, 5-7 yaş grubundaki çocuklara yönelik işler de yaptıklarını kaydetti.
Matkapla delik açabilen, testereyle kesebilen, zımpara yapabilen çocukların el becerilerini geliştirmek için cihazlar ürettiklerini vurgulayan Gülener, “7-12 yaş biraz daha geliştirir, aygıtlarla girift çizgileri olan işler yapar. 12-15 yaş artık katma değeri yükselmiş, komplike işleri yapar. Neyle, maker hareketiyle. Bunların makinelerini kendim ürettim.” diye konuştu.
Çevresinden bu işler çok para harcadığını söyleyenler olduğunu aktaran Gülener, yaptığı işten mutluluk duyduğunu ifade etti.
Türkiye’nin kendisine çok şeyler kazandırdığını, vatanı için elinden gelenin en iyisini yapmak istediğini anlatan Gülener, şunları söyledi:
“Vakfımızın 7 projesi var, 6’sı uluslararası. Karavanlarla çok yol yaptık, dağda, köyde, kasabada eğitimler verdik. Bir yandan maker hareketiyle çocukların gelişmesi, bir yandan meslek lisesi öğrencilerinin frezelerini, tornalarını manüelden üç eksen, dört eksen, beş eksene kadar yerlileştirdim. Şimdi okullar bunları alıyorlar. Kırıldığı zaman anlaşmam şu; ‘Ver eskisini al yenisini’. Garantim var kime? Ülkeme. Bunu sevdayla yaptığımı anlatmak istiyorum. Türkiye genelinde maker kısmında 600 civarında okulda atölyemiz var, meslek liselerinde 30 civarında fagner makine alanı eğitim modeli var.”