Arnavutluk Meclisi, 1994’te, 27 Haziran tarihinin “Yunan Şovenistler Tarafından Çamerya Arnavutlarına Karşı Soykırım Günü” olarak anılmasını öngören tasarıyı onayladı.
“Çamerya Haftası” olarak adlandırılan hafta boyunca ülkede yürüyüşler, sergiler ve anma etkinlikleri düzenleniyor.
Etkinlikler kapsamında Çameryalı Arnavutların çektiği acılar konusunda farkındalık oluşturulması ve kültürlerinin gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.
Çameryalı Arnavutlara yönelik katliam, tanıklar tarafından bugün bile hatırlanırken araştırmacılarca da belgeleniyor.
“Almanların kamplarda bile yapmadığı katliamlar yaptılar”
Ailesiyle vatanını terk etmek zorunda kalanların arasında 92 yaşındaki Avdul Sulejmani de bulunuyor.
Bugün Yunanistan topraklarında yer alan İgumeniça’da doğan Sulejmani, 1945’ten bu yana Arnavutluk’un Dıraç şehrinde yaşıyor.
35 yıl boyunca Arnavut Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapan Sulejmani, AA muhabirine, Haziran 1944’te başlayan katliamlarda ailesiyle köylerinde bulunduklarını anlattı.
Katliamların başlamasının ardından ninesi, kız ve 3 erkek kardeşiyle vatanlarını terk ederek Arnavutluk’un Konispol şehrine yerleştiklerini belirten Sulejmani, şunları söyledi:
“Yıl 1944, köyümüzdeydik, haziran ayıydı. Yunan’ın geldiğini ve Paramithi’yi aldığını söylediler hatta Yunanların, Alman komutanlığıyla anlaştığını, Filat müftüsüyle anlaştıklarını söylediler. ‘Kaçmasınlar, kalsınlar, kardeşiz, iyi geçindik.’ dediler. Böylece kimse kaçmadı, tüm gece boyunca yediler, içtiler. Yarındası, Yunanlar, Zervist (Yunan General Napoleon Zervas’ın kuvvetleri) erkekleri toplayarak katliamları başlattı. Kestiler, öldürdüler, Almanların kamplarda bile yapmadığı katliamlar yaptılar.”
Katliamların başlamasıyla Çameryalı Arnavutların vatanlarından kaçmaya başladıklarını anlatan Sulejmani, “Zervistler geldi ve toplu öldürmeler gerçekleştirdi. Paramithi’de canlı canlı yaktılar, elinde çocuk gördükleri kadınların çocuklarının kafalarını koparıyorlardı. İnsanları öldürüp parça parça ediyor, çengellere asıyorlardı. Korkunç bir şeydi.” diye konuştu.
Sulejmani, Arnavutluk-Yunanistan sınırından birkaç kez memleketini ziyaret etmeye çalıştığını ancak Yunan makamlarının izin vermediğini kaydetti.
Deniz yoluyla 2015’te İtalya’dan Çamerya’ya gitmeyi başardığını söyleyen Sulejmani, “Evime gittim ve kapalıydı, kimsecikler yoktu. Kalbim sevinçten çarpıyordu.” dedi.
Sulejmani, Türkiye dahil olmak üzere Çamerya meselesine verilen uluslararası desteğe işaret ederek, “Bu vesileyle yeniden Cumhurbaşkanı seçilen, büyük dost (Recep Tayyip) Erdoğan’ı tebrik ediyorum. Başta Türkiye olmak üzere uluslararası desteğe ihtiyacımız var. Türkiye, bizim büyük dostumuz.” ifadelerini kullandı.
Araştırmacı Zane: “Bu soykırım için bir ceza gerekli”
Katliam, araştırmacılar tarafından da belgelendi. Bunların arasında çokça itiraf ve röportajı bir kitapta belgeleyen Hyqmet Zane de bulunuyor.
Katliam ve Çameryalılar hakkında birkaç kitap yayımlayan Çamerya asıllı Zane, ailesinin Filat şehrini oluşturanlardan biri olduğunu ve en büyük dramının Çamerya’dan kaçışları olduğunu söyledi.
Zane, rahmetli annesinin kendisine katliamları çokça anlattığını, babasının antifaşist aileden gelmesinden ötürü intikam olarak Almanya’ya sürgüne gönderildiğini dile getirdi.
Bölgedeki tüm Müslümanların öldürüldüğünü, dönmeleri halinde aynı kaderi paylaşacakları için anne ve babasının vatanlarına bir daha hiç dönmediğini söyleyen Zane, 1945’te Arnavutluk’a yerleştiklerini ifade etti.
Vatan hasreti çektiklerini anlatan Zane, şunları kaydetti:
“Gökyüzünü bir kağıt, denizi de boya yapsanız Çameryalıların, Yunan soykırımı, Yunan devlet şovenizminden gördüğü büyük acıyı yazmaya yetmezdi. Bu soykırım için bir ceza gerekli. Bir ceza veya adalet. Adalet sağlansın çünkü 79 yıldır günlük hayatımızda dönüp dolaşıyoruz ve Avrupa hiçbir şey yapmadı. Adalet için konuşanların, adalet arayanların, Alman soykırımını kınayanların, Çamerya’ya, Çamerya Arnavutlarına yapılan Yunan soykırımını da kınamalarını isterdim.”
Çamerya bölgesinde neler yaşandı?
Arnavutluk’un güneyinden başlayan Çamerya bölgesi,Yunanistan toprakları içinde kalan Yanya’dan Preveze’ye kadarki bölgeyi kapsıyor.
Yanya vilayetine bağlı bu bölgede yaşayan Arnavutlar, 1913’e kadar Osmanlı vatandaşıydı.
Çamerya bölgesi, Balkan Savaşı sonunda 1913’te yapılan Londra Konferansı’nda etnik ve azınlık bir bölge olarak Yunanistan’a teslim edildi. 1910’da yapılan nüfus sayımına göre bölgede 83 bin Arnavut yaşıyordu.
Yunan General Napoleon Zervas komutasındaki kuvvetler, İkinci Dünya Savaşı sırasında Çamerya Arnavutlarına yönelik katliam gerçekleştirdi.
Haziran 1944’ten Mart 1945’e kadar süren etnik temizlik harekatı sırasında 2 bin 900 erkek, 214 kadın ve 96 çocuk öldürüldü, 745 kadına tecavüz edildi, 68 köyden 5 bin 800 ev yakıldı. 2 binin üzerinde kişi de kötü yaşam şartları ve göçlerden ötürü hayatını kaybetti.
Yunan generalin başlattığı etnik temizlik nedeniyle 35 bin civarında Arnavut, Çamerya bölgesinden Arnavutluk’a kaçmak zorunda kaldı.
Çameryalı Arnavutlar, 1944’te yaşananların “soykırım” olarak tanınmasını, Yunanistan sınırında kalan vatan topraklarını ziyaret etme ve mülkiyet haklarının teslimini istiyor.