Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Terzioğlu Kampüsü’nde İÇDAŞ tarafından yapımı tamamlanan 18 Mart Hatime Ana Ulu Camisi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, Allah’ın mescitlerini yapmanın, yapımına katkı sağlamanın, hayırların en güzeli olduğunu söyledi.
- Boğaza hakim noktadaki Hatime Ana Ulu Camisi mimarisiyle de öne çıkıyor
- AK Parti Grup Başkanvekili Turan: Hatime Ana Ulu Camisi Çanakkale’nin markasına ekstra değer katacak bir simge eser
- Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 18 Mart Hatime Ana Ulu Camisi’nde hutbe irat etti
Mescitlerin, camiler şehirlerin kalbi olduğunu belirten Erbaş, “Şehitler diyarı Çanakkale’de, 250 bin ecdadımızın bizden talebi var, ‘Mabedlerimizin göğsüne namahrem eli değdirmeyin’ diyor. Bu vazife, bizim, hepimizin, gençlerimizin, neslimizin vazifesi.” diye konuştu.
Erbaş, açılışının ardından sıranın caminin içini mamur etme görevine geldiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“İçini nasıl mamur edeceğiz? Camimizi cemaatsiz, gençsiz, derssiz bırakmayarak mamur edeceğiz, bir mektep, okul haline getireceğiz. Bundan sonraki imar işi, hocalarımıza, bize kalıyor. İnşallah ilim, irfan merkezi üniversitemizin içinde, üniversitemize layık bir şekilde bu camimizi istifadeye sunmak, bizim görevimiz. Dolayısıyla bugün çok bahtiyarız.”
Emeği geçenlere teşekkür eden Erbaş, “Özellikle Arslan ailesine, İÇDAŞ şirketine, şirketler grubuna çok teşekkür ediyorum. ‘Eğer ölmek istemiyorsan ölmeyecek, ölmez bir eser bırak.’ atasözümüzün gereğini yerine getirdiler. İnşallah kendileri, anneleri kıyamete kadar hayırla anılır. Sadaka-i cariye, amel defterimizin kapanmaması için çok önemli bir vesile.” ifadelerini kullandı.
“Caminin anlamı, manevi gücü, çok başka”
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan da Çanakkale’nin simge eserlerinden biri olacak caminin açılış töreninde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Caminin 16. yüzyılın mimarisiyle bugünün mimarisinin harmanlandığı, 19 bin metrekare kapalı alana sahip, cami olmanın ötesinde bir Çanakkale mührü olduğunu anlatan Turan, kütüphanesi, sinema salonları, benzer aktivite alanlarıyla çok farklı bir eser olduğunu belirtti.
Turan, caminin büyük bir alana sahip olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bazıları, ‘Çok büyük bir eser. Ne gerek vardı? Çanakkale, şirin, küçük bir il. Çok büyük değil mi?’ diyeceklerdir. Camiler, cami olmanın çok ötesinde bizim için bir kimlik olan, ülkemize yan bakanlara, birliğimize kastedenlere, en büyük meydan okumayı gösteren özel eserlerdir. Yoksa yeryüzü bize zaten mescit kılındı, her yerde namaz kılınabilir ama caminin anlamı, manevi gücü, çok başka.”
Caminin büyüklüğünden öte, kente kazandırdığı anlamın önemli olduğuna değinen Turan, “(Fabrika yapılmadı mı?) diyenler Gıda Organize Sanayi Bölgesine (OSB), Biga’ya, Merkez OSB’ye, altyapılara baksın. Camimizin tadı, kıymeti, bambaşka.” dedi.
Turan, caminin ruhunun anlamının bambaşka olduğunu ifade ederek, “Camiler, tüm farklılıklarımızın, maddi manevi değerlerimizin, makamlarımızın yerle bir olduğu, herkesin eşit olduğu, saf tuttuğu, eşitlendiği en özel mekanlardır. Camiler, cemaatiyle beraber kıymetlidir. Hep beraber bu güzel, ulu mabedi garip bırakmama görevimiz var. Bu meydandan, bu güzel ortamdan Çanakkale’nin sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum, alt katta çok sayıda salonumuz var. Camimiz zaten güzel. Törenlerinizi, programlarınızı burada yapın. Bu güzel mabedi ezansız bırakmadığımız gibi cemaatsiz de bırakmayalım.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk günden bugüne özel bir hassasiyetle caminin tüm süreçlerini takip ettiğini aktaran Turan, caminin yapımında en büyük bütçeyi ayıran İÇDAŞ ailesine ve emeği geçenlere teşekkür etti.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İÇDAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Arslan’a ve ÇOMÜ Terzioğlu Yerleşkesi Camii Müştemilat Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ünal Kızıl’a plaket takdim etti.
Erbaş’ın duasının ardından caminin açılış kurdelesi kesildi.