Çankırı’da mayıs ayından itibaren tarlalarına su veren çiftçiler, yoğun mesai harcayarak yaklaşık 5 ayda yetiştirdikleri çeltiği hasat etmeye başladı.
Çankırı çevresinde, ağırlıklı olarak Kızılırmak ve Ilgaz ilçeleri ile merkez köylerde yetiştirilen çeltik, bu yıl yüksek verimiyle üreticisinin yüzünü güldürüyor.
Çankırı Ziraat Odası Başkanı Nejat Gamzeli, AA muhabirine, çeltiğin insan beslenmesinde buğdaydan sonra en çok kullanılan tahıl ürünü olduğuna işaret etti.
Çankırı’da Ilgaz, Kızılırmak ve merkez köyler olmak üzere yaklaşık 30 bin dönüm arazide çeltik ekimi yapıldığını belirten Gamzeli, “İlimiz, çeltik üretimiyle ülkemizin pirinç ihtiyacına yüksek oranda katkı sağlamaktadır. Toprak yapımız itibarıyla kalitesi yüksek, lezzeti mükemmel çeltik üretimi yapıyoruz.” dedi.
Çiftçilerin kaliteli ürün almaları için sertifikalı tohum kullanmalarını tavsiye eden Gamzeli, “Çeltik, üretimi zor ve maliyeti yüksek, çiftçi için riskli bir üründür. Her ne kadar iklim şartları çeltik üretimi için iyi gerçekleşse de bu yıl artan girdi maliyetleri üreticimizin maliyetini oldukça artırdı.” diye konuştu.
Çankırı’da çeltik hasadının başladığını anlatan Gamzeli, şöyle konuştu:
“Biçim yapılan arazilerimizde verim şükürler olsun güzel, dönümden yaklaşık 700 kilogram ile bir ton arasında çeltik çıkmaktadır. İlimiz genelinde 25 bin ton çeltik üretimi bekliyoruz. Tüm zorluklara rağmen üretimden vazgeçmeyen çiftçilerimize alın terinin karşılığını alabileceği hayırlı ve bereketli bir hasat dönemi dilerim.”
“Çeltiği çocuk gibi büyütüyorsun”
Çeltik üretimi yapan çiftçilerden Ahmet Karadayı da 200 dönüm arazide çeltik ektiğini söyledi.
Çeltik sezonunun açıldığına vurgu yapan Karadayı, “Verim güzel, verimde sıkıntı yok. Çeltiğin kalitesi de güzel. Geçen seneye göre biraz daha kaliteli mahsuller. Geçen seneye göre devletin açıkladığı fiyat iyi ama alım talebi yok.” ifadelerini kullandı.
Çeltik üretiminin zahmetli bir iş olduğunu anlatan Karadayı, şunları kaydetti:
“Çeltik işi çamur içinde oluyor. Önce tarlayı kurutuyoruz, traktörle sürüyoruz, kazayağını çekiyoruz, gübresini atıyoruz, ilacını yapıyoruz. Çok meşakkatli bir iş, çocuk gibi büyütüyorsun bunu. Çocuğu nasıl kundaktan askere kadar yetiştiriyorsan bu da aynı şekilde ekimden hasada kadar meşakkatli, maliyeti olan bir iş.”