Tüketicilerin elektrik üreterek ihtiyaç fazlası elektriği şebekeye satmasını sağlayan çatı tipi güneş enerjisi santrallerinde gelecek yıl ekonomik büyüklüğü 600 milyon doları bulan yaklaşık 1000 megavatlık kapasite oluşacağı öngörülüyor.
Çatı tipi güneş enerjisi santrallerine yönelik farkındalık giderek artarken, elektrik maliyetlerinden kurtulmak isteyen tüketiciler bu sistemlere daha fazla yatırım yapıyor.
AA ekibi Çekmeköy’de yaşayan Haşim Solmaz’ın evinin çatısına kurulan 3,2 kilovatlık güneş enerjisi santralinin kurulum aşamasını görüntüledi.
Solmaz, çatı güneş santrallerinde tüketim fazlası elektriğin şebekeye satılmasının önünü açan yönetmeliğin kendisinin bu yatırımı yapmasında motivasyon olduğunu kaydetti.
Aylık elektrik faturalarının 300 lira civarında olduğunu ve enflasyon ve yıllık fiyat artışları düşünüldüğünde sistemin kendini yaklaşık 7 yılda geri ödeyeceğini hesapladığını dile getiren Solmaz, “Sistem ana parayı 7 yıl gibi bir sürede geri ödüyor ama 20-25 yıllık garanti süresi olan, 35-40 yıl ekonomik ömrü olan bir yatırımdan bahsediyoruz. Bu anlamda bakıldığında çok faydalı bir yatırım olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Çatı tipi güneş santrali yatırımlarında ölçek ekonomisi etkili
Solarçatı Kurucusu Utku Korkmaz, çatı tipi güneş santrali kurulumlarında yaklaşık 3 aylık bir süreç sonunda bir elektrik tüketicisinin kendi elektriğini üretmeye başlayabildiğini ve ihtiyacının fazlasını da şebekeye satabildiğini dile getirdi.
Çatı tipi güneş santrallerinde ölçek ekonomisinin etkili olduğunu anlatan Korkmaz, şöyle konuştu:
“Meskenlere güneş enerjisi sistemleri kurulumundan örnek verirsek, 5 kilovatlık bir sistem bir evin yılda yaklaşık 7 bin 500 lirayı bulan elektrik maliyetini karşılayabiliyor. Bu üretimi İstanbul koşulları için verebiliriz. Bu kapasitede bir çatı güneş kurulumunun fiyatı da yaklaşık 65 bin lira seviyesinde. Fakat 5 kilovatlık bir sistemde 65 bin lirayken, 10 kilovatlık sistem kurulduğunda kurulum maliyeti yaklaşık 100 bin lira oluyor. Bu kapasitede elde edilen tasarruf ya da gelir yıllık yaklaşık 15 bin liraya karşılık geliyor. Bu rakamlar İstanbul için geçerli ve İstanbul Türkiye’nin kuzeyinde olduğu için ışınımı nispeten daha düşük. Işınımın daha yüksek olduğu güney illerine gittiğimizde senelik elde edilen tasarruf ve gelir çok daha fazla artarak geri dönüş süresi hızlanıyor. Bir mesken tüketicisi için yatırımın geri dönüş süresi 5 ila 9 yıl arasında değişiyor. Bunlar çatı projeleri olduğu için gayrimenkullere de değer katan birer yatırım haline dönüşüyor. Büyük kurulumlarda Antalya gibi ışınımı daha yüksek bölgelerde bir ticarethane tarifesinde çatı tipi santrallerde yatırımın geri dönüş süresinin 3,5 yıla kadar düştüğünü görüyoruz.”
Korkmaz, sistemin kurulumu tamamlandıktan sonra ön kabulle birlikte iç tüketimi karşılayacak şekilde elektrik üretiminin başlayabildiğini, geçici kabulle de fazla elektriğin şebekeye satışının yapılabildiğini dile getirdi.
En yoğun talep işletmelerden
Çatı tipi güneş enerjisi santralleri için şu anda her abone grubundan talep olduğunu dile getiren Korkmaz, “En yoğun talep işletmelerde, fabrikalarda ama bu tabana doğru yayılıyor ve yayılmaya da devam edecek. Elektrikli araçlar ve sofistike cihazların hayatımıza girmesiyle birlikte hane halkı açısından da elektrik tüketimi çok ciddi şekilde artacak. Bu artışın sonucunda herkesin kendi elektriğini üretmesi bir ihtiyaç haline gelecek. Bu da yatırımları artıracaktır. Önümüzdeki yıl Türkiye’de minimum 1000 megavat bu alanda yatırım yapılacağını düşünüyorum ki bu da yaklaşık 600 milyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe karşılık geliyor.” diye konuştu.
Korkmaz, şu an tüketici tarafında çatı tipi güneş enerjisi santrallerinin yaygınlaşması bakımından en belirgin sorunun farkındalık olduğunu fakat bu farkındalığın da giderek arttığını sözlerine ekledi.