ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ikinci sürgün alımlarına 26 Haziran’da başladıklarını ve ikinci sürgün döneminin yoğun şekilde devam ettiğini belirtti.
Üreticinin mağdur olmaması için çalıştıklarını söyleyen Alim, “Tüm çalışanlarımız bu amaç doğrultusunda mesai yapıyor. Kapasitemizin üstünde alım yaparak üreticimizi mağdur etmemeye gayret gösteriyoruz. Son olarak 13-14-15 Temmuz günlerinde resmi tatili fırsat bilen üreticilerimiz yoğun bir şekilde çay hasadı yaptı. Söz konusu dönemde günlük kapasitemizin çok üstünde alımlar gerçekleştirdik. Günlük kapasitemiz 9 bin 250 tonken biz bu süreçte kapasitemizin neredeyse 2 katı alım yaptık.” diye konuştu.
Kontenjan kalkıyor
Alim, yaş çayın hasattan sonra bekletilmeden işlenmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Bu yüzden önceki günlerde yoğun alım yapıldığı için 17 Temmuz’da bir günlük alımlara ara verdik. Elimizdeki ürünleri işledikten sonra ise 18 Temmuz’da yine alımlara devam ettik. Yoğunluk devam edince üreticimizin ÇAYKUR’a sattığı ürünler zayi olmasın diye 20 Temmuz’da dekar başına alım limitini 20 kilograma düşürdük.” ifadelerini kullandı.
Yaş çay stoklarını takip ettiklerini kaydeden Alim, “İşlenmesi gereken çay stokları azalınca bunu 21 Temmuz’da 25 kilograma çıkardık. Alan bazlı incelemelerimiz sonrası yoğunluğun azalacağını tahmin ediyoruz. Bu yüzden bugün 40 kilogram sonraki günlerde ise serbest alım şeklinde yolumuza devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Üreticilerin ÇAYKUR’un alım politikasını bildiğinin ve yakından takip ettiğinin altını çizen Alim, sözlerini şöyle tamamladı:
“ÇAYKUR olarak çay üreticilerimizin garantisiyiz. Yaş çay ürününün çok az sabır gösterilerek dalında bekletilmesi durumunda mahsulü rahatlıkla üreticimizden alacağız. Amacımız hasat edildikten sonra ürün zayi olmasın. Bu durum üreticimizin tarafından da makul karşılandı. Bu yönlendirmeyi ÇAYKUR yapmamış olsaydı mağduriyet daha büyük olacaktı. Şu ana kadar ikinci sürgün itibarıyla 152 bin ton yaş çay alımı yaptık. Sorunsuz bir şekilde de alımlara devam ediyoruz.”